Sonunda kitabıma kavuştum. 2 yıldır beklemene değdi mi derseniz evvet değdi. Ahhhh Kev o nasıl bir mahlukattı öyle.
Benimle Kal'dan hatırlayacaksınızdır hasta kızımız Win ve çocukken yaralı bir şekilde bulunup sonradan evin kahyası olan Kev vardı. Hikayemiz Win'in tedavi için Fransa'ya gitmesiyle başlıyor. Win'in gitmemesi için tek bir neden vardır ama odun diyeceğim( ya da çook romantik) Kev bir türlü o 2 kelimeyi söyleyemez. Win de tedaviye gider. Buradan sonra kitap 12 yıl öncesine yani Kev ile Win'in ilk karşılaşmasına, aşklarının başlayıp, dostluklarının ne denli sağlam olduğu, Win'in ve Leo'nun nasıl hastalanıp iyileştiği zamanlara gidiyor ki Kev'in fedakarlıkları içimi cızzzz etti.
Gerçi daha sonra yaptığı odunluklar sinirlendirse de geçmişindeki yaşadığı darbelere veriyorum. Böyle odun karakterleri hiç sevmem ama Kev'e hak vermesem de karşıma alıp abla öğüdü vermek istedim
Win ve Leo 2 yıl sonra İngiltere'ye dönüyorlar ama ne dönmek. Win hastalığını tamamen atlatmış sağlığına kavuşup güzelleşmiştir. Geçen süre de Kev'i unutamamıştır ama doktorundan da hoşlanıyordur. Kev, Win'in kendisinden uzak durmasını istese de eline geçen her fırsatta kızı sıkıştırıyordur Ve doktorla ilk karşılaşması çok komikti.
Rohan ve Kev'in dövmelerinin sırrı çözülüyor. Daha önce okuduğum için ben şaşırmadım ama aralarındaki bağ şaşırtıcıydı.
Kitapta bol bol Amelia ve Rohan'ı görüyoruz ki o kısımlar hiç bitmesin istedim. Ve fark ettim ki Rohan karakterini daha çok sevdim ben. Daha içten ve ne istediğini bilen biri. Kev de itici olmasa da bir soğukluk vardı. Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.
Kızların ağabeyi Leo'nun hikayesini de çok merak ediyorum. Şimdiden favorilerim arasına girdi