E-Dergi

Çok akıcı ve sürükleyici bir kitap,600ü geçik sayfa sayısına rağmen 3 günde rahatlıkla ve büyük bir heyecanla okudum ve bitirdim,aksiyon ,bilimkurgu,felsefe hepsi hikayenin içine çok güzel yerleştirilmiş,kesinlikle tavsiye ederim..

Zaten bilinen prensipler anlatılmış ancak örneklerle gayet iyi pekiştirildiği için sonuçlara yansımalarını da kafanızda canlandırabiliyorsanız,hele bir de günlük hayatınızda deneyip olumlu sonuçlarını görünce gerçekten hayata bakışınıza pozitif katkısı oluyor diyebilirim..

Hayatı hep yarısı dolu bir su badağına benzetiyorum..2 seçeneğiniz vardır;birincisi yaa su bulabildiğiniz için şükreder, fazlasını istiyorsanız nasıl bardağın kalan kısmını doldurabilirim diye düşünürsünüz,ikincisi ise yarısı boş diye hayıflanır ve o suyu kendinize zehir edersiniz..Hayatın elbetteki hiç bir zaman tamamı pozitif olamaz ama zıtlıklar olmasaydı hayat da olmazdı,mutlu olmak gibi bir amacımız varsa,hayallerimizi gerçeleştirmek gibi bir amacımız varsa tek yapmamız gereken dolu olan kısma odaklanmak ve daha iyiyi nasıl yaparım diye düşünmek? Tüm bu güzellikleri bana tekrar hatırlattığı için Oğuz beye sevgi ve saygılar..

Açıkçası Simyacı'dan sonra içerdiği felsefe ve semboller bakımından beni hiç hayalkırıklığına uğratmadı.2. kez okumayı düşünüyorum.Hayattaki varoluş amacı hakkında sorgulamalarda bulunan insanlara bu kitap çok iyi bir yol arkadaşı olacaktır..

Voltaire her ne kadar Leibniz'i eleştirse de 10 yaşında akuduğum bu kitapta en çok Candide karakterinden ve onun hayata bakışından ve felsefesinden çok etkilenmiştim,hala da iyimserliğimden asla kuşku duymam,bardağın yarısı boş diye dövünüp durmanın bir manası yok,bardağın yarısı dolu ve ben onu afiyetle içeceğim..