E-Dergi

Tatar Çölü kadar güzel ve etkileyici. Zaman, beklemek, umut etmek... Her şeyi bulacağınız bir eser.

Eserde kahramanın kaleye gittikten sonra annesine berbat durumdaki kaleyi, işini, görevini övdüğü bir mektup yazdığı bölüm vardı. Ben bu satırları okurken ülkemizin çok uzak ve ücra bir köyünde öğretmendim ve annemi her zaman içinde bulunduğum durumun gayet güzel olduğuna inandırmaya çalıştığım bir dönemdeydim. O kadar benziyorduk ki kahramanla elimden bırakmak istemedim. Eserde Samuell Beckett'in Godot'yu Beklerken eserinin tadını aldım. Hepimiz hayatta bir şeyler bekliyoruz lakin çoğumuz ne beklediğimizin farkında bile değiliz. Mutlaka okuyun mutlaka..

Çok zor ve hayatı sorguladığım bir dönemde benim için okumakta geç kalınmış bir eserdi. O kadar geç okuduğum için sonrasında kendime çok kızmıştım. Bazı başyapıtlar vardır yüzyıllar geçse de anlamını yitirmez bu eser öyle bir eser. Herkes okumalı.

İnce bir eser çabucak okunuyor fakat akıcı mı etkileyici mi iz bırakıyor mu? İşte bunlar tartışılır. Çok benimseyemedim ben açıkçası. Anlatım zayıftı.

Ne söylenebilir ki... Herkes okusun hatta tekrar tekrar okusun.. Hissetsin. Çok sevdiğim bir söz vardır: ''Arayışlardan asla vazgeçmeyiz, ancak bütün arayışlarımız sonunda başladığımız yere geri döneriz ve orayı yenide keşfetmeye başlarız.'' (T.S. Eliot) Bu söz= Simyacı...