E-Dergi

Okuduğum 3. Grange romanı oldu bu kitap. Kızıl Nehirler ve Leyleklerin Uçuşu'yla kıyaslamak gerekirse biraz daha sönük kaldığını söyleyebilirim. Diğer bahsettiğim iki kitap heyecanı her zaman belli bir seviyenin üstünde tutuyordu. Bu kitapta ise yer yer çok merak edip heyecanlanırken yer yer sıkıldım. Ancak şunu söyleyebilirim ki konusu gerçekten çok iyi. Tarz yine klasik Grange tarzı. Bağıntısız gibi duran iki olayın romanın bir yerinden sonra birleşmesi.. Konusu itibariyle insanı kendine çekebiliyor. Okuyun derim.

Çok zor oldu ama sonunda bitirdim. Sanırım en uzun zaman harcadığım kitap oldu. Yazarın daha önce Gölgesizler kitabını okumuştum. O kitaba göre çok daha fazla soyut bir eser. İç içe geçmiş olaylar, durumlar... Bazı bölümleri oldukça somut iken bazı bölümleri inanılmaz soyut. Derin, çok derin bir eser. Çok yavaş ve her bir satırını anlayarak okumak lazım. Ben de çok yavaş okudum ama tam olarak anladığımı asla söyleyemem. Hiçbir şey anlamasanız bile yazarın müthiş ötesi bir gözlem ve betimleme gücü olduğunu farkedeceksiniz. Sanırım bir süre Hasan Ali okuyamayacağım; çünkü anca sindirebileceğimi düşünüyorum. Yavaş yavaş okumanız tavsiyesi ile... Alın, okuyun. Pişman olmazsınız.

Ahmet Ümit'in şimdiye kadar birçok kitabını okudum. Eğer "İstanbul Hatırası"nı okumasaydım yazarın en iyi kitabı diyebilirdim. Şu anda en iyi ikinci kitabı diyebilirim. Kurgu çok sağlam, "İstanbul Hatırası"ndan sadece bir tık geride. Dil her zamanki gibi akıcı. Yaklaşık 400 sayfalık bir eser olmasına rağmen çok çabuk bir sürede bitirilebilen bir kitap. Sıkılmak diye bir şey yok. Sonu "Sultanı Öldürmek" gibi basit değil, tatmin edici bir şekilde bitiyor. Ayrıca kitaptan Hristiyanlık, Süryanilik, Nusayrilik vb. hakkında birçok bilgi sahibi olabiliyoruz.

B.Bıçakçı'nın ilk kitabı yanlış bilmiyorsam; fakat benim için yazarın okuduğum dördüncü kitabı oldu. Benim açımdan bir "Bizim Büyük Çaresizliğimiz"in yerini tutmadı. İçiçe geçmiş hikayelerden oluşan bu eseri başlarda anlamakta zorlandım. Hikaye geçişleri bazen çok anlaşılır yapılmışken, özellikle kitabın sonlarında birbirine karışmış. Kitabın en çok orta kısımlarını sevdim. Kitaptaki bazı karakterler BBÇ ve Veciz Sözler'in ana karakterleri olarak karşımıza çıkacak/çıkmış. Bu dediğim kitapları daha önce okuduğum için benim açımdan hoş bir durum oldu. Eminim diğer kitaplarını önce okuyanlar için de böyle olmuştur. Genel olarak toplayacak olursak, hoş, okunması gereken bir kitap ama yazarın en güzel kitabı değil. Okuyacaklara tavsiyem ağır ağır, her yerini anlayarak okumaları.

Bir bütünün, hayatın bir kesitinin hikayelere dökülmüş hali. Her hikaye farklı ama her hikaye bütün içinde anlamlı. Davalarına adanmış hayatlardan çok farklı hayatlara geçiş sürecini çok iyi anlatmış Mustafa Kutlu. Dili çok akıcı. Betimlemeler gerçekten çok başarılı. İlk defa okuduğum Mustafa Kutlu'dan hiç pişman olmadım.