E-Dergi

Bu kitabı okurken hem hüzünlenecek hem de heyecanlanacaksınız. 1933’te yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde üniversitelerde ders okutacak hocaların sayısı çok az. Bizim öğrenciler Birinci Dünya Savaşı’nda şehit oldular.Türkiye yetişmiş insan sıkıntısını sonraki yıllarda hep yaşadı.Milli Mücadele başarı ile sonuçlandı fakat inkılapların devamını sağlayacak insan konusunda sıkıntı çekti. O zaman Türkiye’nin idmanına Almanya’dan Hitler’in zulmünden kaçan Yahudi hocalar yetişti.İyi ki gelmişler Türkiye onlara çok şey borçlu. Kendileri gelmekle kalmayıp yakınlarını eşlerini, nişanlılarını, kayınpeder ve kayınvalidelerini bile getirebilmek için ilgili kişilere müracaat etmişler ve Türkiye de onların bilgisine muhtaç olduğu için her biri için ayrı Bakanlar Kurulu toplayıp kararname çıkarmak zorunda kalmıştır. Hani nerde insan hakları tellallığı yapan Avrupa Devletleri kendi vatandaşlarını farklı dinden oldukları için toplama kamplarına yollamaktan geri kalmamışlar, onların ülkelerine girişlerini engellemek için en sert önlemleri almışlardı. Bütün bu örneklere rağmen hala Türkler İnsan Hakları konusunda asılsız iddialarla zor duruma düşürülmek isteniyor.
Ankara’da bir akşam üzeri bir gezinti yapın. Sağlık Bakanlığı, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve şu an kullanılmakta olan TBMM binası hepsi 1933’te Türkiye’ye gelen haymatlos (Vatansız) Yahudilerin bu ülkeye yaptıkları hizmetlerden sadece bir kaç tanesi. Onun dışında bu ülkede yetiştirdikleri öğrencilere ne demeli. Türkiye’de çok az incelenen bir konuda çok önemli bir eser. İyi okumalar.

Müslümanların, Hz. Muhammed'in ölümünden sonra Kur'an-ı Kerim'i kendi menfaatlerine göre yorumladıkları, bu konulara örnek kölelik kaldırılmış olmasına rağmen sonraki yıllarda artarak devam etmektedir.Daha da ilginci müslümanların halifesine (Osmanlı padişahına) köleliğin kaldırılması teklifi İstanbul'da bulunan İngiliz elçisi tarafından yapılmaktadır.
Avrupalılar'ın uzun yıllar uygulayıp sonuçlarının başarısız olduklarını görüp 1815 Viyana Kongresi ile kaldırdıkları köleliği İslamiyet 632 yılında kaldırmıştır. Demekki bazı şeylerin kutsal kitaplarda yazması yetmiyor. Buradaki bilgilerin pratik hayat dökülmeden hiç bir işe yaramadığını gösteren müthiş bir kitap.Türkiye'de tarihimizin bu konuları halan incelenmiş değil ve bu konularda araştırma yapmak cesaret işi. Bu kitabı sadece yüksek lisans yapanlar veya yukarısı değil, herkes okuyunca anlayabilir.

1860'lı yıllar.Osmanlı Devleti, artık başkent İstanbul'da bile kendi vatandaşlarına sahip çıkamamaktadır.Bebek sırtlarından hala boğaza mağrur bir şekilde bakan Robert Koleji.Amerikalı misyonerlerin Osmanlı vatandaşlarını eğitim yoluyla nasıl devlete hain hale getirdiklerinin öyküsü.Son dönem Osmanlı tarihi ile ilgilenenlerin, günümüzü daha iyi anlayabilmek için mutlaka okunması gereken bir kitap

Harika bir kitap. Müslümanlık adına öğretilen çok şeyin, Emeviler devrinde diğer kültürlerden (İran, Yunan, Hint vb) etkilenerek din diye anlatıldığı gerçeğini ifade etmektedir..Sayın hocamız işte ilk günkü gibi bu dinin yaşanması için çalışmaktadır.Mesela teravih nazının bu gün neredeyse farz haline geldiği, Peygamber döneminde kılınan Cuma namazlarının sadece iki rekat olduğunu ve hutbelerin namaz öncesi değil de sonrasında okunduğunu ortaya koymaktadır.

Küçük hacimli fakat yakın tarihle ilgilenenler için çok önemli bir kitap.1933'te Türkiye'de Üniversite Reformu yapılıp Dar'ül-Fünun kapatılır ve yerine İstanbul Üniversitesi kurulur. Fakat yeni kurulan bu okulda ders verecek öğretim görevlileri yoktur. Türkiye'nin imdadına Almanya'daki gelişmeler yetişir. Hitler'in zulmünden kaçan Yahudi Profösörler Türkiye'ye gelir ve burada ders verirler. Türkiye'de Türkçeyi öğrenirler.Ne yazık ki bu bilim adamları II.Dünya Savaşı sonunda birer birer yurdumuzu terk edip giderler. Kitap Türkiye'ye gelen bu Yahudi bilim adamlarının Türkiye'deki çalışmalarını anlatmaktadır.Türkiye'de Üniversitelerin gelişmesinde bu Yahudi bilim adamlarının azımsanmayacak kadar yaptığı çalışmalar vardır."İlim adamının memleketi olmaz" sözününü açıklayan bir eser.