E-Dergi

öncelikle okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi...
anlatımı derin ve kıvrak, anlattıkları ilginç...

erkek çocukları ve kardeşlik hakkında, içten bir ağıt gibi, bir tanımla her yaşamın içinde farklı öğeler olduğunu tekrar anlıyorsunuz, kaç kardeşiniz olduğu onların cinsiyeti, onlarla yaşadığınız ortam, her şey yaşamınızı küçük küçük oluşturuyor ve bazı şeyler kesinlikle kaçınılmaz oluyor...

nefis finali de unutmamak lazım...

yıllardır duras okurum
ama hiçbir kitabı beni lola valerie stein'a hazırlamadı
kendisinin de söylediği gibi lol onun yazdığı tüm kadınların atası olmalı
her kadında bir parça olan, erkeklerin tanımlayamadıklarını iddia ettikleri o şey lola'da bütün halindedir,
yeterince saklı ve düzenli, korunaklı ama orada
kendisini diğerlerinden saklayabilecek kadar ancak o kadar yer bırakır lola'ya
geriye kalan her şey odur ve böyle bu kadar çok olduğunda
ancak delilikle anlatılabilir...

her şeyi bir erkek anlatıyor
böyle bir şeyi ancak bir erkek anlatmayı denerdi zaten...

şimdi bu küçük tatlı kadına, duras'a
hiç anlatamayacağımız şeyi bize anlatmayı denediği için
teşekkürle saygı duruşunda bulunmalıyız...

bu paranın krallığına girmeyi büyük bir inatla reddeden genç bir adam hakkında bir kitap
paranın krallığına girmemenin bile asgari bir maddi bedeli olduğunu
anlasa da kabul etmek istemediği için zorlanan biri
unuttuğu bu şey bana okuma boyunca Gülten Akın'ın iki dizesini hatırlattı...
"En ağır sınavdan en saf olan geçer
öder geçer."

Mecdelli Meryem' e değişik bir bakış açısı olacağını düşünerek aldığım kitap benim için tam bir hayalkırıklığı oldu; kitap boyunca Meryem' den nerdeyse hiç bahsedilmiyor; konu yine İsa ve onun son zamanları; kitabın yazarının tek ilginç yaklaşımı tam inançlı biri olmasına karşın, Meryem ve dini yapılanmadaki olası rolü hakkında sorun yaşamaması; ataerkinin ezilen kişi olarak, sevilen kadın olarak (açıkça söylenmesede) ve tövbekar kişi olarak Meryem'in rolünü yoksayabileceğini ve yıllar içinde eritebileceğini kabul ediyor olması, yine de üstü örtülü bu kabullenmenin daha çok İsa'nın günahkarlara yönelik kucak açmışlığını yansıtması açısından Meryem'e görev verdiğini düşünmeme neden oluyor; İsa'nın son zamanlarına bakış açısı olarak kesinlikle Kazancakis'in Günaha Son Çağrısı'nı arattığı söylenebilir, Meryem'i deil de İsa'yı ve onun son zamanlarını bir de tam inançlı birinin ağzından dinlemek isteyenler için iyi bir seçim olabilir...