E-Dergi

Tipik bir, iyiler her zaman kazanır, hikayesidir. Hırsın iyi ve kötü kullanımının ne gibi sonuçlar doğuracağını gösterir. Ayrıca 1800'ler fransız edebiyetının birçok örneğinde olduğu gibi bu kitapta da aşkın saflığına ve gücüne şahit olacaksınız. Hikayede bence duygular çok güçlü aktarılamamış. Eğer karakterler iyi analiz edilirse, yazarın duygulardan ziyade zihnimize seslendiğini görebilirsiniz.

Bugüne kadar okuduğum en güzel aşk romanı diyebilirim. Okurlara gerçek aşkın yüceliğini gösteriyor. Aşık olduğu güne kadar kirlettiği bedenini aşk şarabı ile yıkayarak melekleri kıskandıracak bir masumiyete sahip olan Margaurite'in öyküsü bu. Aşkı için yaptığı fedakarlıklar karşısında, ki en büyüğü sağlığından yaptığı fedakarlıktır, gözleriniz yaşaracak. Hikayenin en ilginç yanı ise tamamen yaşanmış, gerçek bir hikaye olması. Zaten okur okumaz duyguların gerçekliğini kendi yüreğinizde hissedeceksiniz.
Not* Hikayenin ana kahramanı Margaurite'e ilham olan bayan Marie Duplessis'İn mezarı bugün hala Paris'te ziyaretçi akınına uğruyormuş. Bence hikayenin ne kadar etkili olduğunu anlamak için bu bile yeterli bir delildir.