E-Dergi

yazacak çok şey var. yazamayacak da çok şey var. belki yorum yazmak bu kitap için bir küstahlık benim için. ama yazmamak da Selim IŞIK gibi içte bir volkan birikmesi ya da Turgut ÖZBEN gibi, bir Olric ile konuşmak. bazen çok saçma geliyor, fırlatıp atmak istiyorsun kitabı ama tam o an ucundan da kıyısından da olsa kendinden bir şey buluyorsun. tam bu ne saçmalık ya diyecekken gerçekten de böyle deyip acaba ben de bir Selim Işık mıyım diyorsun. Selim'in ve Turgut'un ruh hali çok saçma da gelse çoğu kez , anlaşılmaz olsa da başını bir an olsun kaldırdığında hayata karşı çoğu şeyin aynı olduğunu, hayata ve insanlara karşı hislerinin Selim gibi olduğunu görüyorsun. Tutanmayanlar bir okyanus... belki ben bu okyanusun sadece kara ile bitiştiği yerde bakabildim Selim ve Turgut'un dünyasına. belki de gerçekten bu kadar az tutunamayan biriyim.

Sahhar'ın önceki kitaplarının aksine bu kitabın dilinin daha sade ve anlaşılır olarak çevrildiğini gördüm. cümlelerin anlaşılması kolay ve anlatım gayet akıcı. yalnız Hz. Bilal'in hayatı ve o dönem derinlemesine değil de yaşamının çok önemli diyebileceğimiz ana hatları anlatılmış sadece. bu anlatışlar da başlıklar halinde ayrılmış. Hz.Bilal'in ruh hali ve olaylara bakış açısı onun gözünden ve iç dünyasından çok iyi anlatılmış.bunun dışında özellikle Hz.Peygamber Aleyhisselam'ın vefatı sonrası bölümde Hz.Bilal'in hissettikleri ve yaşadıkları boğazın düğümlemesinin ve onun gibi düşünmesinin ne demek olduğunu hissettiriyor bize.