E-Dergi

Yeraltı edebiyatı sadece mide bulandırıcı. Pisliği güzellemenin, çirkinliği yüceltmenin, insanı aşağılamanın değer sayıldığı bir yerde bu pespaye yazılar edebiyat sayılabilirdi-gerçek edebiyatı bilmeseydik tabi.

Mine Söğüt'ün Kırmızı Zaman kitabını beğenmiştim ama bu kitap bana oldukça anlamsız geldi. Son dönem Türk yazarları okumayı gerçekten sevmiyorum. Gerçeküstü yazacağız diye saçmalıyorlar çoğu kez.

George Orwell'ın bütün kitapları ününü antikomünist olmasına borçludur. Edebi hiçbir değeri yoktur. İnsanları ihbar edip, hayatlarını söndüren (Parayı verdi düdüğü çaldı kitabına bakabilirisiniz.), sömürge subayı,jurnalci bir gazetecinin distopya kitabı yazması ancak bu kadar abartılabilirdi. Orwell'da olan bu. Olmayan ise edebi değer.

Soğuk savaş yıllarının kültür-sanat alanında yürüttüğü antikomünist propagandayı, Ingiliz gizli Servisi'nden okuyabilirsiniz bu kitapla. Yanında "Parayı verdi düdüğü çaldı" kitabını mutlaka okumanızı öneririm. Romanlaştırılan konunun belgeleri de diğer kitapta.

Yıl 2073. Adalet sisteminin nasıl özelleştirildiğine dair Tahsin Yücel'den distopik bir eser. Ama sanırım bahsi geçen olaylar 2073 olmadan gerçekleşecek.