E-Dergi

Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı ve sonuncu olmayacağı kesin. Yazarın dili hem sade hem edebi, ikisi nasıl olur diyeceksiniz ama Livaneli yapmış işte. Kitabın konusuna güzel demek yetersiz kalır hele ki sonunda olacakları tahmin etmek gerçekten mümkün değil ancak klasik sonlar geliyor insanın aklına ama o kadar basit değil. Eşsiz ve tüyleri diken diken eden bir son ve eşsiz bir anlatım kesinlikle tavsiye ediyorum. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar.

Akılda kalacak kitaplardan biri. 2 sene önce okumuştum, hala belleğimde birçok ayrıntısı. Değişik bir kurgusu vardı kitabın. Çok beğenmiştim bu romanı, ama diğer üç kitabını okurken biraz sıkıcı geldiler. Çünkü olaylar farklı ve heyecan verici olsalar da anlatım, kurgu ve olayların sırasının ve oluş şeklinin hep aynı olması beni biraz sıktı. Yine de bu romanların basit bir aklın ürünü olmadığını sonuna kadar savunurum. Ama John Verdon tarzının biraz dışına çıkıp okuyucuyu şaşırtsa çok daha fazla beğenileceğini düşünüyorum.

Kürk Mantolu Madonna'dan sonra Sabahattin Ali'nin okuduğum ikinci kitabı. An itibariyle de Sırça Köşk'ü sipariş ettim. Yine anlaşılır ve sade bir dil ve anlatım. Sabahattin Ali okurken zaman dursun öykü aksın gitsin ama hiç bitmesin. Çok güzel bir anlatımı var ve çok sürükleyici. İnsanın elinden kitabı bırakası gelmiyor. Kitap kısa olmasına rağmen derin anlamlar içeriyor ve insanı etkiliyor. Zaman zaman kitabın belli bölümlerinde yaptığı karakter analizleri de paha biçilemez bence. Anladığımız ama söze dökemediğimiz şeyleri çok güzel ve tam da anladığımız şekliyle ifade ediyor. Okumayı düşünen herkese gözüm kapalı tavsiye ederim Sabahattin Ali'yi. Kendim de bütün kitaplarını okuyacağım. Eminim diğer okumadıklarım da bu kadar sürükleyici bir konuya ve Sabahattin Ali'nin eşsiz anlatımına sahiptir.

Bu kitabı okuduktan sonra, hatta daha okurken hayatımız boyunca yaptığımız ve halihazırda yapmakta olduğumuz veya başkaları tarafından bize yapılan ya da yaptırılmaya çalışılan her türlü davranışı, uymamız gereken kuralları önce sorgulamaya, sonra da yazarın da yaptığı gibi eleştirmeye başladım. Çünkü gerçekten de her şey planlanmış bir şekilde işliyor ve biz de buna uymak için elimizden geleni yapıyoruz; mecburmuşuz gibi... Ama bu kitap kendimizi mecbur hissederek yaptığımız her şeyin bizim özgürlüğümüzü ne kadar da kısıtladığını, bunun, özgür ve tarafsız düşünmemize engel olduğunu yalın, anlaşılır, sert ve eleştirel bir dille söylüyor. Herkesin okumasını temenni ediyorum, en azından yaparken hiç düşünmediğimiz, yaptığımızın farkında bile olmadığımız davranışlarımızın bile nasıl bir totaliterlikten türediğini görmek adına. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar. Yazarımıza da, biz okuyucularda bu farkındalığı yarattığı için çok teşekkürler.