E-Dergi

Kitabı beğenmedim. Evet akıcı, sürükleyici ama yani sanki günlük konuşma dilinde yazmış yazar. Hiç bir edebi yönü yok. Çok basit. Harry Potter ve Alacakaranlık serisinin karıştırılmışı sanki. Çok hafif ve gerçekten vakit kaybettiren bir kitap. Belki benim yaşıma hafif kaçmıştır diyeceğim ama hafiflikten ziyade basit bir kitap. Ha bu zaten gençlik serisi diyenler olursa ben çocuğuma bu kitabı okutmazdım bazı yerleri resmen erotik film sahnesi gibi anlatılmış. Bir gencin bunları okuması ona hiç bir şey kazandırmaz diye düşünüyorum. Demem o ki, lütfen zamanınızı başka kitaplarda değerlendirin.

Kitap tabi ki çok güzel, kurgu çok güzel fakat bazı yerlerde çok fazla ve ince detaylı bir tarih anlatımı var. Şahsen tarih kitabı okuyormuşum gibi hissettim. Elbette tarih ve gerilim-aksiyon severler için güzeldir ama sevmeyenler için sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Keşke daha yüzeysel anlatılsaydı o zaman daha güzel olurdu. Bir de kitabın çevirisinde sorunlar olduğunu daha doğrusu ağır bir dil kullanıldığını düşünüyorum. Yani çok fazla mesleki terim vardı en azından kitabın altına ufak açıklamalar güzel olurdu. Bir de mesela en çok dikkatimi çeken "enternasyonel" kelimesi internationaldan güzel dilimize geçen çirkin bir kelime. Onun yerine uluslararası denseydi çok daha iyi olurdu. Yani güzel dilimizin böyle kirlenmesine çok üzülüyorum. İnşallah yayınevi daha dikkatli olur bu konularda.

Kitabı aldığım gün bitirdim, zaten çok kalın bir kitap değil.Şunu söylemeliyim ki sonu hakikaten beklemediğim ve şaşırdığım bir sondu.Kitabın adı "yeni bir şiva" olsa da kitapta ki Deniz karakteri daha baskın geldi bana.Bir de kitabın başladığı zamanla yani şimdiki zamanla başlaması ve geçmiş zamanla bitmesi biraz ilginç olmuş ben sonunda kitabın başlangıcında ki durumun biraz daha açıklığa kavuşmasını beklerdim.Özet olarak fena değildi hani öyle 1-2 saatinizi değerlendirmek için ideal bir kitap.Bu arada unutmadan içerisinde Hindistan mitolojisiyle ilgili ufak hikayeler ve bilgiler de var onlar da hoşluk katmış kitaba...

"Aşık-ı sadık benem mecnunun ancak adı var"
Divan edebiyatı tutkunlarının ve gerçek aşkı arayanların mutlaka okuması gereken bir kitap.Bir parşomel kağıdının hikayesi bu kadar güzel,sürekleyici ve gerçekçi anlatılabilir.

Beyoğlu Rapsodisi ile kıyaslandığında açıkcası biraz sönük kalıyor. Eğer sıkı bir Ahmet Ümit hayranı iseniz kitabın sonunu rahatca cıkarabliyorsunuz. Bunun yanında mekan ve kişileri tasvirleri sanki yanındaymış gibi geliyor. Olaylar güzel serpiştirilmiş. Son bir hatırlatma Sinan Çetin kitabın film haklarını satın almış hem de yüksek bir telif hakkı ödeyerek...Ehh bize de dört gözle beklemek düşer...