E-Dergi

Benerci Kalküta'da yaşayan devrimci bir gençtir ve her genç gibi aşık olur.Fakat Benerci bu aşk ile beraber devrim hayalleri kurdukları gurupla ilişkileri olmadık işler sonucunda allak bullak olur.Devrimci arkadaşları artık Benerci'yi bir hain olarak görmeye başlarlar ve Benerci(yani Nazım Hikmet) bu olayların felsefesini yapmaya başlar.Kitapta özellikle Nazım Hikmet'in uslubu kitabı su gibi okunmasını sağalmakta.Kitap Nazım Hikmet'in Türkiye'de yaşadığı dönemde içinde bulunuduğu durumla parallelik göstermektedir ve bir nevi kendi o dönemdeki bazı guruplara(Kominist ve Kapitalist) göndermeler yapılmıştır.Ben kitabı bir kaç defa okudum ve her okuyuşumda büyük zevk aldım.

Dan Brown'un bütün kitaplarını okudum ve en son okuduğum kitapta "Melekler ve Şeytanlar" idi.Bence Dan Brown'un en iyi kitabı.Gerek temposunun yüksekliği, gerekse kitabın sonunda beklenmedik son kitaba ekstra orjinallik katmaktadır.Konu olarak ise klasik Dan Brown kitabı diyebilirim.Bilim ile din arasında yapılan savaşın mitsel bir anlatımı.Dan Brown'un tüm kitaplarında bilim kimi zaman politika ile kimi zaman din ile kimi zamanda insan doğası ile bir çeşit savaş haline girmektedir.Bence Dan Brown okuyacaksa bu kitabı kesinlikle öneririm ve verdiğiniz paraya değdiğini göreceksiniz.

Üstün Dökmen'in kitapta vermek genel fikir birey olarak ve toplum olarak insanların aslında ne kendisine nede topluma dürüst davranmadığı; toplumsal dürüstlükten daha çok bireysel dürüstlüğün daha önemli olduğunu vurguladığı bir kitap.Bu düşünceleri anlatırken aslında hepimizin gözü önünde olan baktığımız fakat bir türlü göremediğimiz kandırmacaları bir piskolog-sosyolog tavrı ile bize göstermektedir.Hataları toplumun kendiseine mal etmeden önce insan kendini bakmalıdır.İğneyi başkası,çuvaldızı kendine batır durumunu çok net ortaya koymuştur.Bunun dışında kitap ile ilgili söylenecek önemli bir konuda,kitabın edebi yönü ve uslubu oldukça zayıf olmasıdır.Üstün Dökmen bir şiir yazıyor fakat şair değil,roman da yazmış fakat romancıda olamamış.Kitap kesinlikle bir roman tadında değil bence kitapta vermeye çalıştıklarını başka bir formatta yazsa(makale gibi) daha iyi olabilirdi.

Seride okunması gereken son kitaptır.Bu dizi içinde aslında ilk yazılan kitap, Vakıf Kurulurken değildir. İlk yazılan triology (üçleme), Foundation (Vakıf), Foundation and Empire (Vakıf ve İmparatorluk), ve Second Foundation (İkinci Vakıf) kitaplarından oluşur.Vakıf Kurulurken ise daha sonra yazılmış ve 1988'de yayınlanmıştır.Bu kitap Hari Seldon'un ilk olarak piskotarih kuramını bulmasının(uygulanabilirliği olduğunu düşünmekte fakat pratikte nasıl yapılabileceğini araştırmakta ) ve nasıl uygulanabileceğini araştırmasını anlatmaktadır. Hari Seldon'un piskotarihin uygulanabilirliğini bulmaya çalışırken evrende yaşadığı maceraları anlatılmaktadır.Bu araştırma doğrultusunda arz ve robot fenomenleri ile ilgili olarak bilgilere erişmeye çalışmaktadır.Sanırım serinin tam olarak kavranabilmesi için ayrıca Robot Serisini okumakta gerektiğini düşünenlerdenim.Kitabın en sonunda neden bu kitabın serinin ilk kitabı gibi olmasına rağmen son okunması gereken kitap olduğunu anlayacaksınız!!

Seride okunması gereken üçüncü kitaptır.Bu kitapta birinci vakıf ile ikinci vakıf arasındaki ilişkiden(ya da çekişmeden) söz edilmektedir.Birinci vakıfta pozitif ilimlerde kendini geliştiriken, ikinci vakıfta zihinsel güçlerin kullanımı doğrultusunda kendisi geliştirmiştir.Birinci vakıfın, ikinci vakıfı tehlike olarak görmesi ile bir çeşit savaş başlamıştır.Serinin sıraya bakıldığında aslında son kitabı gibi gözükmektedir ve de bu yaklaşım bir açıdan da doğrudur çünkü artık iyice birinci ve ikinci vakıf ile ilgili bilgilere, olaylara ve sonuçlara okuyucu hakim olmuştur.Bundan sonra okunması gereken "Vakıf Kurulurken" kitabı ile olayların başına dönerek Hari Seldon'un piskotarih kuramının bulması ve geliştirmesinin asıl hikayesini okunarak ilk üç kitapta arada kalan boşlukları doldurmaktadır