E-Dergi

Firmin bir fare,büyük ailenin en küçük faresidir. Çok kardeş arasında büyümesine rağmen onlar gibi uyanık olamadı. Annesi ve kardeşleri yuvalarını terk ettikten sonra Firmin hala devam ediyordu kitapçı dükkanın tavanında yaşamaya. Kitapçı Norman onu yardımçı olarak alır diye hayaller kuruyordu. Sevgi ile takip ediyordu Normanı; sabahları kahve eşliğinde gazete okumaları sonra da müşterilerle karşılıklı sohbet edip istedikleri kitapları bulmaya yardımcı oluyordu. Ama hayat, farenin hayatı olsa bile, pürüzsüz geçmez...

''Ne okuyayım?'' diye soranlara ''Firmin'' tavsiye ediyorum. Firminin hayat hikayesi ile beraber bir çok kitapların hikayeleri, kitaplarda geçen olayları ve kahramanlarını anlatıyor yazar.
Ayrıca espirli anlatımı sayesinde insanları tanıma yönünde püf noktalarının olması eserine farklı tadı vermiş oldu.

Polisiye kitapları artık okumuyorum. Rahat bırakmıyorlar beni onlar; işimi gücümü bi' kenara atıp olaylara gömülüyorum, katilin kimin olduğunu öğrenme isteğime mani olamıyorum.

Nurhan Hanımın kitabı Nurhan Hanım burada, yanımızda diye merak uyandırmıştı bende. Yine ''oburcasına'' bitirdim kitabı. Bununla birlikte cinayetlerin ipuçlarını komiserle toplamak, raporları yazmak, katilin peşine düşmek hep hoşuma gitti;)

Kitapları okuma alışkanlığımı ve sonra da sevgimi polisiye kitaplarda başlamıştı. O günleri yad etmiş oldum. Yazarımıza başarılarının devamını diliyorum.

Şiir kitabı değil bu ama içinde şiir de var, roman değil bu ama içinde aşk da var, türkü değil bu ama bağlama sesi duymuş gibiyim...
''Çayyaş'' bitti. Başladığı gibi çok sessiz, kavgasız, gürültüsüz. Kitap bitti ama arkasında sıcak ve samimi itiraf tadı bırakarak bitti. Kitap değildi o tanımadığım bir dost, içini ''döktü'' bende dinledim, dinledikçe düşündüm onu, kendimi, hepimizi...