E-Dergi

Toplumun alayına konu olacak şekilde iyi niyetinden dolayı budala olarak nitelendirilen sara hastası Prens Mışkin’i tanımaya değer. Çeviri ve baskı kalitesi romanın hakkını veriyor.

Eser büyük, çeviri güzel, ismi güzel lakin beklentimi yüksek tutmuş olmalıyım ki, bu romandan suç ve ceza, karamazov kardeşler, budala gibi eserlerindeki tadı alamadım.

Tam metin ve Nihal Yalaza Taluy çevirisi bu büyük eserin hakkını vermiş.

Birbirinden güzel (birkaç tanesi hariç) 14 makaleden oluşmuş bir kitap “Tanrıyı Hatırlamak”. Kitabın sayfalarını karıştırıyorum da, birçok sayfada altı çizili satırlar mevcut. Onlardan bir tanesi: “İnsanlar aslında inançları doğrultusunda binalar inşa ederler ve diktikleri bu binaların biçimi onların dünya görüşünü ve insanın bu dünya görüşündeki yerinin ne olduğunu açıkça ortaya koyar. Modern mimari de sekülerleşme ideolojisini ve bazen de nihilist ideolojiyi ifade eder. (…) Tıpkı karınca kulelerinin, kendilerini inşa eden karıncaları cüceleştirdiği gibi, içinde yaşayan insanları cüceleştiren seküler şehir, sadece geleneksel öncelikleri tersine çevirmekle kalmamış, aynı zamanda bütün insani diğerleri de yerle bir etmiştir. Bu şehirde hiçbir bina insan ölçülerine göre yapılmamıştır. Tıpkı, insanın üzerine on numara büyük gelen bir takım elbiseye benzeyen bu şehir, ne insan yerleşimine uygundur nede arasına sıkıştırıldığı fiziki manzaraya aittir (…)”

Bencilliğin, nihilizmin bir timsah gibi ağzını açmış çocuklarımızı yutmaya hazır beklediği günümüzde, erdemi, yardımlaşmayı, ötekiyle hemhal olmayı, dürüst ve adil olmayı anlatan ve çocukların zevkle okuyabileceği hikayelere ihtiyacımız var.