E-Dergi

Çetin Altan ilk etapta anlaşılması zor biridir, neden derseniz yoğun mizah sizi güldürürken asıl mesajını anlamanızı biraz geciktirebilir.
Altan'nın dört yıl süren milletvekilliği döneminde yaşadıkları ve yaşattıklarını anlattığı bu eser, yakın dönem Türk siyasi tarihini inceleyen kişilere ve siyasi anı hatırat konusunda eserler okuyan kişilere tavsiye edebileceğim bir kitap.
Bugünkü TBMM'de bile rahatlıkla söylenemeyecek pek çok konu ve kavramın nasıl ısrarla Meclis kürsüsünden dile getirildiği ve sonucunda nasıl kargaşa ve gürültülere sahne olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuş.
Altan'nın dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili yapılan uzun oturumun dakika dakika kitapta yer bulması cidden bulunmaz bir konu. Bu konuda; Nihat Erim, Bülent Ecevit, İsmet İnönü ve diğer sözcülerin konuşmalarıda siyasi tarihimiz açısından önem arz eden konulardır.
Siyasi hatıraları sıkça okuyan bir kişi olarak, bana çok şey kattığı kanaatindeyim. Öyle ki; İşin içine bir de Çetin Altan mizahı girince, siz düşünün gerisini.

AKP iktidarının ilk gününden kitabın kaleme alındığı güne kadar geçen sürede; AB, Kıbrıs, ABD ve Ortadoğu konusunda yaşanan olaylar, hükumetin bu konuda ki kararları ve sonuçları detaylı bir şekilde irdelenmiş.
Yazarın tarih ve siyaset tecrübesi nedeniyle almış ve okumuş olduğum bu kitap, son yılların dış politika olaylarında mevcut hükumetin nasıl bir gaflet ve delalet içerisinde olduğunu anlamak ve idrak etmek adına çok mesafe kazandırdı.
Geleneksel dış politikadan kopan uygulamalar AB karşısında yaşanan hezeyanlar ve daha niceleri. En ilginci ise milletin buna hiç ses çıkarmaması aksine destek olması.
Yazarında bazı noktalarda temas ettiği bir durum bu, bu gidişatın devam edip etmeyeceğine millet karar verecek ve millet vereceği karar ile kendi geleceğini, milli bağımsızlığını ve kaderini tayin edecek.
Özellikle Türk dış politakası ekseninde Kıbrıs, Irak ve AB konuları ile ilgilenen kişilere tavsiye edebileceğim bir eser.

Abdi gitti Hamza geldi...
Abdi gitti Hamza geldi...

Memed uzun süre düşündü, Abdi ağayı vurmuştu halkı onun zulmünden kurtarmıştı ancak yerine kardeşi Hamza ağa geçmişti. Şimdi Hamza ağayı da vurmayı düşünüyordu yaptığı zulumlerden dolayı, peki ya onun yerine de birisi gelirse ve bu devran böyle devam edip giderse...
İlk cildi bitirdikten bir süre sonra okudum ikinci cildi, Memed ikinci ciltte ilkinde ki kadar olmasa yine de meydan da. Gel gitler arasında kafasını kurcalayan olaylarla kah görünüp kah kayboluyor.
Arif Saim ve Ali Safa Beylerle mücadelesi ise hepten ayrı bir olay, Çukoravanın düzünde halka zulmedenler, Şahin bakışlı İnce Memed'in adı anılınca iki adım içeri kaçar hale geldi bu ciltte.
Yaşar Kemal ve İnce Memed efsanesi devam ediyor, üçüncü cilde başlayacağım günü heyecanla bekliyorum. İyi okumalar.

Bu güzel eserin birinci baskısı çıkmadan sipariş veren ve piyasaya çıktığı ikinci gün Kitapyurdu ayrıcalığı ile temin eden şanslı kişilerdenim.
İlk baskıyı bitirir bitirmez, kitap ile ilgili yorumlarımı yazdım ve eseri çok beğendiğimi bir şekilde ifade ettim.
İkinci baskının piyasaya çıktığını görür görmez, bu kitabı beğeneceğini düşündüğüm dost ve arkadaşlarıma hediye etmek amacıyla bir kaç tane sipariş ettim, heyecanla kargoyu bekledim ve kitapları teslim aldım.
Kargo paketini açtığımda şok olmuştum, nerede o heybetli bir şekilde duran birinci baskı. Kitabın boyutu üçte bir oranına düşmüş neredeyse, yani cep kitabı desek daha doğru olur.
Açıkçası arkadaşlarıma hediye ettim etmesine de, evime gelipte ilk baskıyı kitaplığımda görenler sanki onlara haksıklık yapıp bu güzel eserin cep kitabı versiyonunu aldığımı zannettiler.
Gerekli açıklamayı onlara yaptım ama yinede beni memnun etmedi bu durum.
Açıkçası fiyatını bu kadar indirmek yerine, bir miktar indirim yapıp ikinci baskının boyu ve kalitesi daha ciddi bir seviyede tutulabilirdi.
Temennim ikinci baskı tükenir tükenmez, ilk baskının formatında bir üçüncü baskı yapılması. Bir okur olarak tavsiyem bu yönde, İyi okumalar.

Vedat Nedim Tör müzesi yine bir devrim yarattı, yıllardır özenle ve ilgiyle takip ettiğim sergilerinden belki de benim için en anlamlısı bu sergiydi. Para koleksiyonu yapan ve bu alana yıllarca emek veren bir kişi olarak, pek çok güzel eseri incelem fırsatı yakaladım.
Geçen yıllarda sergilenen Sikke koleksiyonu sergisi gibi bu sergide tarihe geçecek cinsten. Ki Vedat Nedim Tör'de gerçekleşipte tarihe geçmeyen sergimi var.