E-Dergi

Türk siyasi hayatı geçmişten bu güne, kapalı kapılar ardında yaşanan ve Türkiye gündemini doğrudan etkileyen pek çok olaya tanık olmuştur. On birler olayı yetmişli yılların Türkiyesinde Kıbrıs Barış Harekatından sonra en önemli olaydır.

Kitabın yazarı Ünal Yaltırık, olayın üç tanığından biri gibi duruyor ilk etapta ancak okudukça fikriniz değişiyor, olayın asıl aktörünün Yaltırık olduğunu görüyorsunuz.

Yapılan görüşmelerin halkın yararına olduğunu ve halk için yapıldığını iddia ediyor yazar ve bu uğraşı bu yüzden verdiğini. Ülkenin içinde bulunduğu kaos ortamından çıkmasının tek yolunun belki de bu olduğu yani Ecevit’in tek başına iktidara gelmesi faktörünün olduğunu iddia ediyor yazar.

Türk siyasi hayatını inceleyen araştıran kişilerin araya sıkıştırmadan detaylı bir şekilde incelemesi gereken bir eser, ben öyle yaptım ve notlarımı aldım. İncelemenizi ısrarla tavsiye ediyorum çünkü yazar olayın baş aktörü yani olay birinci ağızdan aktarılıyor ve inanın bilinmeyen çok şeyi öğreniyorsunuz.

Kuzeyi buzullarla güneyi verimsiz topraklarla kaplı bir ülke ve İsveç vesayetinde yaşayan o ülkenin insanları, işte böyle başlıyor kitabın hikayesi daha doğrusu Suomi’nin hikayesi.

Milli Mücadeleyi hepimiz biliriz; Ulu önderin çizdiği yolda milletimizin ne fedakarlık yaptığını gidenlerden çoğunun dönmediğini kalanların ise ülkeyi imar için çalıştığını.
Finlandiya’nın yaşadığı evrim bizim yaşadığımız evrimin belki de öncülü, bu ifade tam olarak doğrumudur bilemiyorum ama benim tespitim bu yönde nitekim Ulu önderin bu kitaba tutkuyla bağlı olması ve tüm okullarda özellikle askeri okullarda okutulmasını istemesi de bunu doğruluyor.

Millet bilincinin en önemli noktasının dil birliği olduğu herkesçe kabul gören bir durumdur, Beyaz Zambaklarda Snelman’ın önderliğinde öncelikle dilde olmak üzere tüm öğelerde bir bütünlük sağlamayı başarmışlar ve bugünkü Avrupa Birliği üyesi Finlandiya’yı yaratmışlardır.

Atatürk devrimlerinin ne kadar tutarlı ve gerekli olduğunu Finlandiya’nın yaşadığı evrimden de anlıyoruz, öyle birilerinin dediği gibi travmalar yaşanmadığı aksine milletin buna ihtiyacı olduğu ve bu devrimler sonucunda Türkiye Cumhuriyetinin bu günlere geldiği açıktır.

Beyaz Zambakların yaptıklarına hayran kaldım, kitabı mutlaka okuyun belki bazı bölümlerde sıkılabilirsiniz akıcılığın kaybolduğu anlar oluyor ama bırakmayın, bırakmayın ve görün Beyaz Zambakların bataklıkta yaşamayı nasıl başardıklarını.

Finlandiya evrimi ve devrimine emek verenlere en içten saygılarımla…

Kadın hakları gerek ülkemizde gerekse uluslararası camiada önemle üzerinde durulması gereken bir konu.
BM gibi tüm dünyayı kapsayan organizasyonlarda bu tür konuların ciddi bir şekilde ele alınması çözüm üretilmesi açısından büyük önem taşımakta.
İncelenebilecek bir eser.

Çocuk her zaman güzeldir, her zaman masum ve sade. Onunla ilgili olan yapıtlarda öyle tabiki. Çocuğa adanan her şey gerçekten güzeldir, kitaplarsa en güzeli.

İnce Memedim Şahinim!
İnce Memedim Şahinim!

Vayvay köylüler ondan yardım isterken böyle çağırıyorlardı, ağalarının elinden kırbaç yiyen çocuklar bir yandan ağlarken bir yandan kendi kendine söyleniyordu; " İnce Memed gelecek ağa İnce Memed gelecek, senin yaptıklarını sana yar etmeyecek."

Ne desem bilmiyorum ki; serinin ilk kitabı ve ben bir İnce Memed hayranı oldum, çukurovanın geniş düzlükleri ve sarp kayalıkları arasında, mertle namerdin mücadelesi desek hiçte yalan olmaz.
İkinci kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.