E-Dergi

Nietzsche'yi anlamak çokmu zor...
Okumaya başlayınca klasik felsefe kitaplarından daha çok karmaşa yaratıyor insan zihninde ve bir sayfayı belki bir kaç kez okuduğunuz oluyor. Anlatmak istediklerini anlatan ama çok yoğun bir kelime hazinesiyle anlatan bir kişi Nietzsche, eserlerini okuduktan sonra şöyle bir düşünüyorsunuz ve aklınızda birşeyler kalıp kalmadığına bakıyorsunuz.
İnsan zihninde çok yoğun ve eşsiz kavramlar bırakıyor bu eserler. İlk paragraftaki soruma kendim cevap vereyim. Nietzsche'yi anlamak zor değil önemli olan onu okuyabilmek, onu okumayı bilmek...

Bir Dekolte Yayıncılık harikası daha...
Dekolte Yayıncılığın daha önce birden fazla eserini okudum, hemen hepsi insana yaşama sevinci, güzel duygular ve mutluluk aşılıyor du. Neden Buradasın Cafe isimli kitabı elime aldığımda kitabın ismini yazıldığı gibi okudum ve sanki Cafe'ye neden burada olduğu soruluyormuş gibime geldi. Ancak ilk sayfalardan itibaren Cafe'nin adının bu olduğu ve insanlara hayatta en önemli kavramları sorgulattığını gördüm.
Kitap gerçekten güzel, akıcı ve güzel uslubu nedeniyle yazarı tebrik etmek gerek.
Hani, hayatımızı sorgulayan felsefi kitapları okurdukta anlamak için kafa patlatırdık ya, işte bu kitap o felsefi tartışmaları karşılıklı ve anlaşılır bir diyalog şeklinde bize sunuyor.
Hayatınızı sınayın ve sorgulayın. Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değer değildir.

İslamiyet öncesi Arap yarımadasını ve arap toplumunu tanımak adına gerçekten eşsiz bir kaynak. Okurken biraz sıkılabilirsiniz ama sonuna kadar okumanızı ısrarla tavsiye ederim çünkü kabilelerin kimliklerinden, nelerle uğraştıklarına kadar ayrıntılı bilgiler veren bir kaynak.
Tarih kitaplarında bir kaç sayfayla anlatılan bu konu, bu kitapta tam anlamıyla hayat bulmuş.
İyi okumalar...

Uzun zaman önce okumuştum bu kitabı ve sonra ne yaptığımı bilmiyorum. Abdurrahman Dilipak'ın kim olduğunu az çok bilen kişiler kitabın içeriği konusunda da bir fikre sahip olurlar. Tamamen İnönü ve CHP eleştirisi olan bu eser, Kemalizm-CHP ve İnönü karşıtları için bulunmaz bir eser.
II. Dünya Savaşına ülkeyi bulaştırmayarak büyük bir başarıya imza atan ama Dilipak tarafından bu yönü bile eleştirilen İsmet İnönü Türkiye tarihinin bir parçasıdır.
Tebaa ve kul olmaya alışkın olan kişilerin Cumhuriyet'le bir anda karşılaşmaları tabiki onlar da bir olumsuz etki yarattı zamanın da. Cumhuriyet devrimlerinin getirileri ile halk ve devlet bir aşama kaydetti ama kime anlatıyoruz ki, söz konusu olan DİLİPAK'ın kitabı...
Bilimsellikten yoksun tamamen öç alma ve saldırma stratejisiyle yazılmış bir eser, ama ben yine de okumansını tavsiye ediyorum. İnönü'yü, CHP'yi ve Kemalizm'i eleştiriyorum diyen kişilerin asıl hedefenin başka bir kişi olduğu ayan beyan ortada duruyor. O kişinin kim olduğunu ve bu kesimin nasıl o kişiye nasıl baktığını daha iyi anlarsınız bence, bu kitabı okuyarak.

Çetin Altan'ı anlamak ilk başlayanlar için zor gelebilir, neden derseniz; Okursunuz, okursunuz birde bakarsınız ki sadece gülmece ve eğlence gibi gelir yazıları.
Üslubu itibariyle farklı bir nokta da bulunan Altan, Milletvekilliğide yapmış bir kişi olarak halkın sorunlarına yazılarıyla ışık tutmaya ve birşeyler yapmaya çalışmaktadır.
Dikkatimi çeken bir nokta var ki söylemeden edemeyeceğim. Her ne kadar geçmişte aynı dönemin insanları olsalarda, Çetin Altan'ın toplumda ki sorunları hicvetmede kullandığı üslubu Merhum Aziz Nesin'i hatırlatıyor bana, tabi doğrudan Nesin takliti değil bu ancak yine de büyük bir benzerlik görüyorum.
Gazetede ki köşe yazılarını da yıllardır düzenli takip ettiğim Altan, beğenen ve beğenmeyenleri olsa da okunan ve belli bir saygıyla anılan bir yazar.
Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere, yeni okumaya başlayanlar gülmeye hazır olsun ancak sadece gülmekle kalmayıp biraz da düşünsünler...