Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Tellus Tarafından Yapılan Yorumlar

25.03.2008

Türkiye de Laiklik ve Kemalizm adına yazılmış eser çok olmasına rağmen Muammer Kaylan'ın bu eseri türdeşlerinden biraz farklı. Kemalizm'i bir öğreti olarak anlatmaktansa Türkiye gündemini uzun uzadıya meşgul eden olay ve kişiler üzerinden gidilmiş. Bir doktrin veya bilimsel inceleme eseri değil ancak dilinin anlaşılır olması, anlatılan olayların bilinir olması ve yazarın Kemalist bir duruşa sahip olması kitabın tavsiye edilmesinde etken olan ögeler.
Sözün başında da söylediğim gibi çok bilimsel değil, kişisel görüşler ağırlıkta ancak yine belirttiğim gibi Türkiye'nin gerçeklerini Laikliği, Kemalizmi, İrticayı olay ve kişilerle anlamak adına baş yapıt. Okumanızı tavsiye ederim.
25.03.2008

Yalnızlık korkutu gelir insana, ürkütü ve bir o kadar da sıkıcı. Kitap yalnız yaşayanlar ve ileride yalnız yaşamayı düşünenler için güzel bilgiler içeriyor. Yalnız yaşayan erkekler ve yalnız yaşayan kadınlar gibi ayrı ayrı bölümleri bile var.

Yazarın tavsiyesine uydum ve cuma gecesi okudum bu kitabı, dışarıdaki eğlence seslerini bastırmak için, öyle de oldu. Akıcı ve insan zihninde yeni kavramalara yol açan bir etkisi var kitabın. Yazarın yorumları olsun verdiği yol gösterici bilgiler olsun, yalnız yaşayanlar için kendinden birşeyler bulacakları ve anımsayacakları konular.

Yalnız yaşayan bir kişi olarak ben kendimden çok şey buldum ve açıkçası uygulamayı düşündüğüm tavsiyeler de var. Mutlu yalnızlıklar...
24.03.2008

Kitapta iki farklı olay ve zaman var, biri Cengiz Han dönemi biri Sovyet dönemi. İkisininde bir ortak yönü var, çünkü ikisi de yani Sovyet yönetimide Cengiz'in yönetimi de aynı topraklarda yaşandı. Kitapta en çok ilgimi çeken kitaba adını da veren olay yani Cengiz Han'a küsen bulutun hikayesi oldu, hem etkileyici hemde gerçekçi. Kuttubayev'in hikayesine gelince, insan üzülüyor gerçekten üzülüyor, ailesinden ve çocuklarından ayrı bir hayat yaşayan ve bu şekilde hayatı son bulan bir insanın hayatından kesitler görmek insanı gerçekten üzüyor. Cengiz Aytmatov çağdaş Türk edebiyatının duayeni ve mihenk taşı olan bir kişi, umarım ileride Nobel Edebiyat ödülünüde alır ve değeri iyice anlaşılır. Okunması gereken bir eser, çünkü okudukça Orta Asya'nın bozkırlarında yani anayurtta hissediyorsunuz kendinizi.
02.03.2008

Sevmenin ne kadar önemli olduğunu hepimizin bildiği kanaatindeyim. Peki sevginin ve sevgi ile özdeşleşmiş kavramların insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu biliyormusunuz. Mesela Şefkat ve Merhametin, Kin ve Nefretimi tercih edersiniz yoksa Şefkat ve Merhametimi. İşte bu kitap bu kavramları o kadar güzel bir şekilde ve örnekleri ile açıklıyorki, kitabı okurken bir an bile sıkılmıyorsunuz ve okuma hissi devam ediyor içinizde. Kavram kargaşası yok, anlaşılmayacak bir ifade yok tamamen sevgi dilinde ve sevgiye adanmış. Bu kitabı okudum ve bitirir bitirmez hemen çok sevdiğim birisine hediye ettim. Paylaşın ki sevginiz artsın.
07.01.2008

Aşkım Benim / Oh! MyLove

“Hepimizin bir aşk hikâyesi vardır. Hepimiz birilerini sever, birilerini kaybederiz. Hepimiz birilerine merhaba der, birilerine hoşça kal demek zorunda kalırız. Tıpkı filmlerdeki gibi. Filmler insan hayatındaki dönüm noktalarını alıp süsleyerek bize birkaç saatlik eğlenceli, korkulu, acılı ya da romantik anlar yaşatır. Süslerken hepimizin hayatlarının çeşitli noktalarında hissettiği ama belki ifade edemediği; belki de söylemeye cesaret edemediği o büyük sözleri de cömertçe kullanır. Hepimizin en çok sevdiği bir film, en çok sevdiği bir film cümlesi vardır. Hepimizin, yaşadığımız her aşk için söyleyemediğimiz; kendimize sakladığımız; acı ya da mutluluk gözyaşları içinde söylenecek muhteşem bir son sözümüz, hayal ettiğimiz bir final sahnemiz vardır. Bu unutulmaz sahneleri bazen kendimiz oynayamayız; beyazperdenin kahramanları oynar. İşte bir sayfasında sevgilinize söylemek istediklerinizi mutlaka bulacağınız unutulmaz filmlerden unutulmaz sözler…

Ben bu kitabı bana sinema sevgisi aşılayan, geleceğin unutulmaz filmlerinin yönetmenine hediye ediyorum.

Peki ya siz kime hediye edeceksiniz?”

İşte böyle diyor önsözde Aşkım Benim isimli derleme eserin derleyeni Kıymetli Derya Gemici hanımefendi.

Sevdiğimizi severiz de hani ona söylemek istediklerimizi söyleyemeyiz ya, bazen tepkisinden korkarız bazen de cesaret edemeyiz işte böyle durumlarda farklı vasıtalar koyarız araya işte filmlerde böyledir bizim için. Bir olay olur “tıpkı filmlerdeki gibi” deriz veya “ şu filmde de benzer bir durum vardı.” deriz. Kıymetli derleyenin önsözde de söylediği gibi, kendi hayatımızda yer almasına rağmen bizim oynayamadıklarımızı beyaz perdenin kahramanları oynar. Sınırlama yoktur orada veya sansür aslında hayatımızda da olmaması gerekirken. Aşkınızı arzuladığınızı da söyleyebilirsiniz, onun ne kadar itici olduğunu da, onu öpmek istediğinizi veya ayrılmak istediğinizi de. Hayatta samimi olmayı bir öğrenebilsek hem kendimize hem de karşımızda ki insana karşı, ah bir doğru anlatabilsek duygularımızı bir bilsek yapmak istediklerimizi ve yapabileceklerimizi, inanın aşkta ne aldatan olur nede aldatılan…

Hissettiklerimiz vardır aşkımıza karşı, e adı aşk ya tabiî ki olacak aşkımız kim olursa olsun ancak öyle anlar vardır ki; Söylemek istediğiniz söz ağızda kalır hediyeleriniz elinizde. Vefasızlık ta vardır malum aşkta hem de en alasından en belalısından. Söz konusu aşk ya söz uzar gider, hele bir de yürekte yarası varsa…

Bu güzel eserin kıymetli ve çok saygı değer derleyeni Derya Gemici Hanımefendi ile şahsen tanışmış olmanın verdiği ayrıcalıkla bu sözleri söylüyorum, yoksa kendilerinin önsözünün ve eserde geçen güzel aşk cümlelerinin üzerine söz söylemek haddim değildir. Eserde geçen bazı bölümlerden örnekler vermek istiyorum yazımda, ancak sizlere tavsiyem eserin tamamını incelemeniz böylelikle size uygun olan bölümü kendiniz rahatlıkla tespit edebilirsiniz. Saygıdeğer Gemici önsözün son paragrafında eser için; “ Peki siz kime hediye edeceksiniz?” diye topu bize atıyor, sizi bilmem ama ben, her ne kadar layık olmasa da gönlümün derinliklerindeki duygularıma sığınarak bu eseri ilk aşkıma hediye ediyorum, onun varlığının değil kendi duygularımın gücüne ve kendi varlığıma güvenerek. Eserin derleyeni Kıymetli Derya Gemici Hanımefendi’ye ve Dekolte Yayıncılığın emektar ve saygıdeğer çalışanlarına saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.