E-Dergi

Bulgakov, bir köpek insana dönüşse acaba bu düzen içerisinde nasıl bir yer edinirdi sorusuyla dönemin Rusya'sının siyasi ve sosyal yapısını gözler önüne seriyor. Bu Rusya'yı bir köpeğin zihninden geçenlerle okuyucuya aktarması gerçekten etkileyici.

Bu kitabın yazarı olan Güven Karabenli'nin yazılarını uzun zamandır Facebook'tan takip ediyordum. Bu kitabı adadığı sevgili eşi merhum Yasemin Hanım'ı da bu yazılardan tanıyordum. Bu kitap bir roman değil, yazarı Güven Karabenli'nin eşiyle tanıştığı günden, eşinin vefat ettiği güne kadar ve hatta daha sonrasında yaşadıklarını ve aşklarını anlatıyor. Gözlerim dolu dolu okudum. Çok sahici ve çok etkileyici.

Metin Kaçan'ın Ağır Roman'da da, Fındık Sekiz'de de kendi hayatını anlattığı söylenir. Kendisi bu söylenenleri ne inkar eder ne de kabul eder. Kolera Mahallesi'nin "Gılı Gılı Salih"i, Fındık Sekiz'de "Meto"dur, tıpkı gerçek hayatta arkadaşlarının ona hitap ettiği gibi. Fındık Sekiz katmanlı bir kitap, bir yandan kendini ifade etmek isterken bir yandan da kendini kolayca ele vermek istemeyen bir üslubu var.

Birbiriyle bağlantılı iki farklı zaman diliminde geçen hikayeleri seviyorsanız (örneğin Sarah Jio'nun kitaplarını), bu kitap size göre. Keyifle okunuyor ve dili de akıcı. Tilly Kirkland'in yaşadıkları, Nina Jones'un sakin yaşamına göre çok daha ilgi çekici ve merak uyandırıcı.

Genç yetişkin okur kitlesine yönelik; sıkmayan ve akıcı diliyle kendini kısa sürede okutturan bir kitap. Üst düzey bir bilim-kurgu değilse de okuyucuyu kendi dünyasına çekmeyi başarıyor.