Maraş Pazarcıklı bir yetimdir Ferruh BOZBEYLİ. Memuriyeti dolayısıyla babasıyla birlikte Hatay'a gelmiş ve dört kardeşiyle birlikte Hatay'da okumuştur. Zeki bir çocuktur ve okumaya çok meyyaldir. Babası bu şevkine destek olur ve Mahalledeki iki kırtasiyeye oğlunun hangi kitabı isterse kendisine verilmesini ister.
Bu aşk kendisini İstanbul'a uçurur. Kaderin cilveleriyle Hukuk Fakültesine kaydolur. Elektirik idaresinde gece işleri,Yeşilçam'da figuranlık yapar okul boyunca.
Okul boyunca her yerde lider rolü üstlenir. Kurulan derneklerde,öğrenci kulüplerinde en öndedir. Sahafları ve İlmi ortamları sürekli takip eder. Bu sayde Samiha AYVERDİ Hanımla,Nurettin TOPÇU ile, Necip Fazıl ile,ARVASİ ile tanışır.
Garbis Efendi adlı bir hristiyan kitapçının kitabevinin kapısının üzerine yazdırdığı beyiti görünce kime ait olduğunu bilemez. "İmansız olan paslı yürek sinede yüktür." Garbis Efendi o mısranın Mehmet Akife ait olduğunu söyleyince çok utanır ve neredeyse bütün Safahatı hıfzına alır.
Tetimme Medresesinin sağlam kalan duvarları arasında evsiz öğrencilerle birlikte kalır ve okulu bitirince kendisini 27 Mayısın üzerinden geçtiği Demokratların Avukatı olarak bulur.
1961 Seçimlerinde listeye yazılır ve Ragıp Gümüşpala'nın Adlaet Partisinde İstanbul Mebusu seçilir. İlk toplantıdaki çıkışıyla hemen göze batar ve bir anda Grup Başkan Vekilliğine seçilir. İnsanlara karşı nazik üslubu ve söyleyene değil de söylediğinedeğer veren kişilği sebebiyle meclisteki tüm gruplarca takdir edilir. Daha sonra Meclis Başkanlığına getirilir.
Demirelli yıllarda Demirelin siyasetinden hazetmese de bir süre idare-i maslahata devam eder. Ancak Demirelin "arka sokak siyaseti" sebebiyle ayrılarak eski Demokrat Partililerle Demokratik Partiyi kurar. İlk seçimlerde 45 civarı vekilçıkarırlar ama bu başarı sayılmaz pek çokları için. Çünkü dahabüyük bir iddia ile çıkmışlardır.
Bu partinin elemanlarının Demirelce içerden tırtıklanması sonucu parti bir sonraki seçimde sadece bir vekil çıkarır. Bunun üzerine Bozbeyli genç yaşta siyaseti bırakır.
Kitap 1945-1960 Türkiyesinde bir gencin gözünden memleketi, 1960-1980 arasındaysa olayların merkezindeki bir politikacının demokrasi sınavını konu edinmektedir.
Son zamanlarda okuduğum en iyi biyografi kitaplarından biridir.
Zamanınız boşa harcanmış olmayacak.