Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

tubiiiikkk Tarafından Yapılan Yorumlar

28.04.2024

Muhtelif kalemlerin çokseslilikle bir arada olduğu derleme eserleri çok seviyorum. Ali Ayçil, Şükrü Erbaş, Ethem Baran ve Ömür İklim Demir gibi önceden okuduğum yazarlar dışında belki de hiçbir şekilde yolumun kesişmeyeceği yeni isimlerle de tanıştırıyor zira derlemeler. Mimari perspektifiyle Vecdi Çıracıoğlu, feminist ifadeleriyle Melike İlgün ve Mevsim Yenice sonraki okuma rotamı belirleyecek görünüyor mesela.

Kitap İstanbul’u İstanbul yapan sokak hayvanları temalı, edebiyat ve hayvanseverler için keyifli bir okuma olacaktır.
17.04.2024

Eski İstanbul yaşantısı ve sakinlerinin birbirine değen hayatlarını sade ve akıcı bir dille anlatıyor yazar. Farklı etnisitelerden olup günün sonunda herkesin ‘insan’ olduğunun hissedildiği sıcak ve buruk bir anlatı. Okuma sürecimi elimde olmadan uzatsam da çocukken izlediğim tv dizilerinin sıcaklığını hissettim kitapta.
18.03.2024

Kadın ve anne olmanın tek bir ünlemle ifadesi mümkün olsa bu muhtemelen “eyvahlar olsun” olurdu. Ceylan Taş, kadınların öznesi olduğu bu anları alt alta toplayıp okurun elinden de anne şefkatiyle tutarak farklı kadın perspektiflerinden bir o kadar tanıdık hikayelere tanık ediyor okuru.
18.03.2024

Sosyoloji eğitimi alma isteğimi her metninde kamçılayan Gürbilek, 80’lerin baskı rejiminin aksine o yıllarda toplumun ilk kez özgürleştiği alanlara projeksiyon tutuyor. Bu göreceli özgürleşme, okurken bana aslında toplumu politikleşmekten uzaklaştırarak bir nevi “asalak”, “yüzeysel” ve “magazinel” olmanın bilinçli bir hamlesi gibi geldi.
Orijinal olarak birbirinden bağımsız yazılar olarak yayımlanan bölümler, yazarın klasik metinler arası çözümlemelerini arattı bana.
25.09.2022

Tüm hayatını İslami çalışmalara adayan Aliya İzzetbegoviç’in haksız mahkumiyetine gerekçe gösterilen kitabında İslam’ın müslümanlardan istediği yaşam tarzı, ahlakı ve Müslümanca gelişime yol gösteren bir rehber olmaktan ötesi yok. (Kitabın sonunda yer alan, Yugoslavya mahkemesine sunduğu tarihi savunma uğradığı haksızlığa karşı bir manifesto niteliğinde.)
İnançsız bilimin ateizme, bilimsiz inancın ise gericiliğe yol açtığını ileri süren ‘Bilge Kral’ deklarasyonunda müslümanların geri kalmışlığının, yoksulluğunun, birleşememesinin gerekçeleri olarak da İslami yaşantının müslüman coğrafyasında tam anlamıyla yaşanmamasını; eğitimsiz kalmamızı (hem dini eğitim hem pozitif bilimler), zengin-fakir ayrımının çok uç olmasını (lüks ve yoksulluğun bir arada olmasını), manadan çok ritüele indirgenen ibadetleri, faiz gibi İslamın katiyetle yasakladığı bir mefhumun yaygınlığı, zekatın hassasiyetle verilmemesi gibi konuları ele alıyor.