E-Dergi

2025 yazında dört kitabı art arda okumak suretiyle napoli romanlarını bitirdim ve bu seriyi okumuş olmaktan fevkalade memnunum. dörtleme boyunca napoli'nin erkek egemen bir kenar mahallesinde olağanüstü bir çabayla kendisine bir şahsiyet inşa etmeye çalışan lenu ve onun hayatındaki en önemli insan olan lila'nın arasındaki alışılmadık sevgi, ihtiras, düşmanlık, çatışma, hatta aşk bağını okuyoruz. bu hikaye ikilinin altı yaşından başlayıp altmışlı yaşlarına kadar sürüyor. dolayısıyla hikayede iki genç kadının hayatının evrilişi, imkansızlığın ve yokluğun içinden bir hayat yaratma çabası var. 20 yaşında bir genç kız olarak kitabı bir kadının iç dünyasını gösterdiği için çok sevdim ama aynı zamanda elena ferrante olay örgüsünün alt metnine napoli'nin tarihini, devrimleri, isyanları, ekonomik krizleri, sınıf farklarını, ataerkiyi, uzun bir tarihi yedirdiği için çok zengin bir okuma yaptığımı hissettim. buruğum seriyi bitirdiğim için. ferrante'nin diğer romanlarında teselli arayacağım.

kitapta sezai karakoç'un çeşitli dönemlerde dergi ve gazetelerde yazdığı oruç temalı yazıları derlenmiş. kitapta oruç fıkhi ya da kitabi bilgilerle ele alınmıyor. daha çok bir ibadet olarak insanda uyandırdığı etkiler, insanda meydana getirdiği dönüşümler büyük bir söyleyiş güzelliğiyle anlatılıyor. sanki oruç bir sevgiliymiş gibi bir idraki ve yaşayışı mevcut yazıların.
sezai karakoç büyük bir şair, dolayısıyla düzyazılarında da büyülü bir şiirsel anlatım mevcut. okumaktan çok keyif aldım, oruçla aramdaki bağları kuvvetlendirdi ve sanki ben artık daha büyük bir iştiyakla oruç tutmaya başladım, ramazan'ı daha büyük bir hasret ve tutkuyla bekler oldum.
orucun çocuk üzerindeki etkisini, çocuk yüreğimizde bir kuş olup çırpınışını anlattığı yazıları ayrı bir sevdim. oruçla aramdaki ilişkiyi bana sorgulatması bakımından çok istifadeli ve haz veren bir okumaydı, içtenlikle tavsiye ederim. her ramazan okunmalı.

cahit zarifoğlu'nun kitaplarının çocuklara dini bilinç kazandırma konusunda iyi kitaplar olduğunu düşünüyorum.
attar'ın büyük tasavvuf eseri mantıku't tayr'ı bilirsiniz, cahit zarifoğlu bu kitabında hikayeyi çocuklar için seyreltmiş, özet haline getirmiş. hikayede onbinlerce farklı türden kuşun bir araya gelip önderleri hüdhüd eşliğinde padişahları simurg'u arama yolculuğu anlatılıyor, tüm kuşların yolculuktan vazgeçmek için sebep olarak gösterdikleri çeşitli zaafları var, hüdhüd'ün tüm bu kuşlara verdiği hikmet dolu cevapları ve kuşların yolculukta aştığı çeşitli vadileri okuyoruz.
çocukların tasavvuf kavramını anlamlandırmasını beklemek saçma olur şüphesiz ama allah ve peygamber aşkını çocuklara aşılamak, arayış ve yol kavramlarıyla tanıştırmak için iyi bir eser olduğunu düşünüyorum. 10 yaşından itibaren okunabilir bence, biz çok severek okuduk.

9 yaşındaki yeğenim için aldım ama önce ben büyük bir keyifle, merakla ve kahkahalar atarak okudum. :) o da çok sevdi.
bir çorabın farelere babalık yapması, bir film yıldızı olması ya da özel dedektiflik yapması gibi şeyler çocuk kitaplarında ve filmlerde olabilir ama ben dünyanın tekdüzeliğine ve aynı renk oluşuna kendimi inanılmaz kaptırmışım ve dünyada böyle şeylerin de mümkün olduğunu unutuvermişim, kitap beni silkeleyip bana dünyaya başka gözlerle bakmanın mümkün olduğunu hatırlattı sanki. bu bakımdan yetişkinlere de tavsiye ederim :)
hayal gücünü geliştirme, mizah kültürü kazandırma ve olumlu değerleri (cesaret, yardımlaşma) aşılama gibi temaları var kitabın. illüstrasyonları da oldukça başarılı buldum, içinde on tane çorap kahraman olduğu için her akşam bir masal olarak da okunabilir çocuklara.

magda szabo insanın en karanlık taraflarını ve insan ilişkilerini müthiş bir feraset ve içgörüyle aktarmasıyla okumaktan inanılmaz haz aldığım bir kadın.
kitapta katalin isimli bir sokakta yaşayan ve savaşın hayatlarının seyrini derinden değiştirdiği üç ailenin yaklaşık 30 seneyi kapsayan öyküsünü okuyoruz. szabo iddialı ve gösterişli cümleler kurmadan savaşın insanlarda yarattığı tahribatı inanılmaz ustalıkla anlatmış. karakterlerle derinden bağ kurdum ve okuyucuyu yormayan dönem anlatısını okumaktan büyük keyif aldım.
öykü okuyucuyu içine alması için okuyucudan biraz sabır talep ediyor, o eşiği atladığınız zaman gayet akıcılaşıyor.
katalin sokağı, magda szabo'nun okuduğum dördüncü kitabıydı, kendisiyle yolculuğumuzun sonuna gelmek üzere biri olarak szabo'ya başlamak isteyenlere kapı ya da iza'nın şarkısı'nı öneririm.
not: kitapta dizgi, noktalama ve imla bakımından gözüme çarpan pek çok yanlış oldu. yayınevinin yeni baskılarda bu sorunu düzeltmesini umuyorum.