E-Dergi

Dönem kitaplarını okumayı çok seviyorum. Eski dönemlere gitmeyi, sokaklarında ve caddelerinde güzel insanların arasında dolaşmayı.. Behram Ağa’nın hiç beklemediği bir anda başına gelmeyen kalmadı .. Gerçek hayat hikayesi severlere tavsiye ederim. Keyifli okumalar diliyorum

Olalla öyküsü yazarın bir rüyasından anlatıya dökülmüş. Yayımlandığı dönemde pek önemsenmese de giderek Stevenson’ın en ilginç öykülerinden biri sayılmış. Sayfa sayısı az olup aşırı anlam içeren eserlerden diyemeyeceğim açıkçası. Karakter betimlemeleri bazı bölümlerde gerçekten çok iyiydi.
Sanki sayfa sayısı azaltılırken hikayeden de kısılmış gibi. İçeriğini okuduktan sonra daha çok korku ve entrika bekledim diyebilirim.
Okunmayacak bir kitap diyemem. Beğendiğim bir eser oldu . Keyifli okumalar diliyorum :)

19 yaşındaki Pervin’in hayata karşı bakış açısı, yaşadığı döneme olan fikirlerinin herkesten farklı oluşu ve en derinden sarsılması..
Kitaptan tam da yaşadığımız bu döneme ait bir alıntı eklemek istiyorum:
-Güzel bir kadın olsaydı bu kıyafete hiç ses çıkarmazdım. Fakat bu kadar çirkin bir kadının kendini bir şey zannederek böyle süslenmesine insan kızmaz da ne yapar?
İşte tam da böyle zihniyetler şu anda da hayatımızda oldukça çok değil mi?
Pervin’ de bütün bunlara karşı durmaya çalışan ve o yüzden asi görünen bir genç kız..
Çok sevdim..
Tavsiye ederim..
Keyifli okumalar diliyorum :)

Bu kadar net betimlemeler yapan bir roman daha okumadım diyebilirim. Karakterler o kadar iyi anlatılmış ki daha okumadan nerede ne tepki vereceğini anlamak mümkündü.
Babacan, herkes tarafından saygı gören bir adam ve ihanetlerle dolu hayatlar.
İnsanın ailesi olmayınca herkes yüzüne gülüp arkasından iş çevirebilecek kapasitede oluyor diye düşündüm Yusuf’u okurken.
Ah Yusuf sana ve sevdiğine çok yazık ettiler ..

Geçen sene filmini izlemiştim o yüzden okurken de oyuncular gözümün önüne gelerek okudum. Güzel bir canlandırma oldu hem de.

Sabahattin Ali eserleri kesinlikle okunmalı ve her kitaplıkla bir tane de olsa bulunmalı..

Yorumuma kitaptan aşırı hoşuma giden bir alıntı ile başlıyorum:
-Aliye, bana böyle şeyler yazma.. sonra ben sana deli gibi aşık olurum..
Ne saf, ne çıkarsız, ne temiz bir aşk cümlesi.
Sabahattin Ali’deki eş ve çocuk sevgisi kalbe işliyor. Her ne durumda, her ne sıkıntı da olursa olsun asla eşi ve kızını habersiz bırakmıyor ve onlardan haber almadan rahat edemiyor.
Kitap tamamen gerçek sevgiyi ve yaşanan hayat zorluklarını barındıran mektup arşivinden oluşuyor. Eşine Arapça kızına Türkçe yazdığı mektupları içeren çok ilgi çekici bir kitap. Kızına yazdıklarını kendi el yazısından okuyabilmekte büyük bir hazdı benim için.
Sabahattin Ali’nin akıcı dilini mektuplarında da görmek mümkün.
Sonu gelsin istemediğim bir kitaptı.