E-Dergi

Kirlenmenin Boyutları ilk baskısını 1985 yılında yapmış. Yani modern davranış kalıplarının daha tam hayatımıza girmediği bir zaman diliminde... Ama yazar daha o zamandan modernliğin getirisinden fazla götürüsü olduğunu görmüş ve konu hakkındaki eleştrilerini bu kitapta dile getirmiş. Yazılış tarihi itibariyle kirlenmenin boyutları hakkında verilen örnekler biraz eski gibi dursa da tespitler günümüz açısından hala geçerliliğini koruyor. Daha çok tüketerek mutlu olunacağı söylemiyle bizi daha fazla tükettirerek esasında mutsuzluğa davetiye çıkaran modern dünyayı daha iyi anlayabilmek adına okunması gereken bir kitap.

Tarihçi Mustafa Armağan aynı zamanda şehir üzerine düşünen, düşünce üreten Türkiye'deki az sayıdaki entelektüelden biri.. Şehirlerin ruhuna nüfuz etmiş bir yazarın kaleminden şehirsel ve şiirsel şehir denemeleri...

Kitabın birinci bölümünde "Şehirlerin Ruhu"nu ele alıyor yazar. Bu bölümde çıkmaz sokaklardan İslam şehrine kadar çeşitli konulara değiniyor. İkinci bölüme yazar "Câm-ı Cem ve İstanbul" ismini vermiş. Üçüncü bölüm ise "Şehir Kartpostalları" bu bölümde ise mimari konusuna, Bursa ve Konya gibi şehirlerin ruhuna temas etmiş yazar...

Şehir üzerine düşünen herkese tavsiye edilir.

Öykücü Rasim Özdenören'in ikizi şair Alaeddin Özdenören'den ruha dokunan, insanı sermest eden şiirler... Modern şiirleri okurken sıkılıyorsanız ve içlerinde bir musiki olan kaliteli şiirler arıyorsanız bu kitap tam size göre. Her şiirin içinden kalbinize doğru yol alan ince bir musiki yükseliyor. Kitabı bitirdikten sonra şiir budur işte diyorsunuz. Mana ve musiki iç içe bu şiirlerde...

"Çekilince kalbimin suları
Geriye senden başka ne kalır."

"Gülüm gülüm
Bu kentin koynuna girdiğim günden beri
Cebimde ölümüm
Avuç avuç dağıtırım insanlara
Bir türlü tükenmez ölümüm."

Unutulmuşluklar, merhum Alaeddin Özdenören'in anılarından, edebi düşüncelerinden, kendisiyle yapılan ropörtajlardan ve kendisinin yaptığı ropörtajlardan oluşuyor. Bazen anılarının arasına derin düşünce tozları serpmiş merhum şair... Anı okumaya ve farklı türleri birlikte okumaya meraklıysanız tavsiye edilir.

Kitaptan:

"Ebedilik! İşte en nefis soluk; aşk dediğimiz şey, insanlar arasında aşk diye anılan şey, gerçekte ebediliğe susayıştan başka nedir? Aşk ve ebediliğe susayış özdeş."

"Bir yandan gelip geçen dünyanın boşluğu, öbür yandan aşk. Hayatın geçici olmasının doğurduğu boşluk, aşkı çağırır kendine. Bu boşluğu dolduracak olan ancak aşktır."

Üstad Necip Fazıl'ın hikayeleri de şiirleri gibi okurken su gibi akıp gidiyor. Kitabı elinize aldığınızda bir daha bırakmak istemiyorsunuz. Olaya dayalı hikayelerde sosyal meselelere eğilmekten tutun da karakter tahliline kadar her şey var. Olay hikayesi okurken de çok güzel durum hikayeleri ortaya koyabiliyor Üstad. Hikaye ve Necip Fazıl sevenlere hararetle tavsiye edilir.

Kitaptan:

"Allah beni kendisine bağlamak için yarattı. Ama, ben, içimde bu bağlanışın sermayesi olarak ne varsa hepsini Allah'tan uzaklaşmaya harcadım! Ben bir emanet hainiyim!"

"Nefs o kadar şımarık ve herşeyin kendi mülkü olduğu emniyetine öyle bağlıdır ki, meçhule tahakküm etmek hırsının en korkunç laboratuarı olan kumara bayılır. Ona deseniz ki: Çıkar cebindeki şu tek lirayı da simitçinin camekânına hasretle bakan şu öksüz çocuğa ver!... Vermez! Ne kadar hasis ve denîdir nefs, bilseniz!... Bunu ancak benim tarzımda bir kumarbaz anlayabilir."