E-Dergi

Mehmet uzun'un özgün denemelerinden oluşan bu eseri yasaklar ve baskılar yoluyla adeta "zincirlenmiş" bir dil üzerinden (Kürtçe) otoriter ve diktatör rejimlerin dil üzerindeki baskısına değinmektedir. Bu değinimlerinde tarihten ve kadim insan anlatısını baz alan yazar, bu konuları yerel üzerinden evrensele taşımıştır. Otoriter ve diktatör rejimler tarafından çağın gerisinde bırakılan bir dil(ler) in trajedisini anlatmaktadır. Bu geri bırakılmışlıktan unutulmuş kelimelere can ver peşindedir. fakat bu can verme dilin doğal gelişimini milli bir dil yaratma anlamında yapmayıp dilin doğal gelişimine engel teşkil etmemektedir. Yazarın bunu nasıl yapmış olduğunu merak edip öğrenmek isteyenler için yerinde bir eserdir.

Metropol de yaşamışlığın verdiği avantajla Simmel çağdaşlarından zamansal olarak ileri bir toplumu yada modernliğin en çıplak hallerini görmüş ve modern toplumu çok iyi bir şekilde keşfedebilmiş bir sosyolog... Bu kitap Simmel' i üç ilgi alanı çözümlemiş ve Simmel' i kapsamlı bir şekilde bize tanıtmıştır.

Bir sosyolog olarak Simmel, modernitenin ilk sosyoloğudur. Çünkü Simmel modernliğin değiştiremediği formlarla teorisini modernliğin karşısında dayanıklı kılmıştır. Bu kitapta da modern kültürü ve metropolu çok iyi çözümlemiştir. Tarihi süreç içinde değişmeyen formlar ile de formel sosyolojinin kurucusu olmuştur. Modern kültürde çatışma yani üç makaleyi barındıran bu kitap, Simmel sosyolojisinin ana eklemini oluşturuyor. Simmel' i anlamak için çok iyi bir çalışma olmuş.

izzetbegoviç doğu batı arasında islam isimli kitabında üçüncü yol anlayışının teorisini en iyi şekilde gözler önüne sermeyi başarmıştır

tolstoy burada insanın ne olduğunu hikayelerle anlatır. ilk hikayede aç gözlülüğü yüzünden ölen bir adamınhikayesi vardır.