Roman başlığını Akdeniz'de yaklaşık 200 - 300 metre yükseklikte bir ada olan Monte - Cristo'dan alır. Roman, kahramanı Edmond Dantas'in ikinci kaptan olarak görev yaptığı
'Pharaon' adlı geminin Marsilya Limanı'na girmesiyle başlar. İyiliğin, saflığın, cömertliğin ve cesurluğun timsali olan Dantas'in, patronu tarafından birinci kaptanlığa getirilmesi gemi muhasebecisi Danglars'ı, Katalanlı güzel Mercedes ile evlenecek olması da balıkçı Fernand'ı kıskandırır. Komşusu Caderousse'un da onlara uymasıyla hazırlanan bir komplo sonucunda Dantas, Bonapartcılık suçundan tutuklanır. 14 yıl kaldığı zindanda Faria adlı bir bilgin papaz ile tanışır. Gardiyanların deli olarak gördükleri papaz Faria, hücresinde sadece Dantäs'i her tür bilgiyle donatmakla kalmaz, aynı zamanda ona Monte - Cristo adasındaki hazinesinin de yerini söyler. Yakalandığı hastalık papaz Faria'nın yakasını bırakmaz, kısa bir süre sonra ölür. Romanda okuyucuyu en çok heyecanlandıran ve akıllarda iz bırakan sahne ise Faria'nın ölümüyle Dantäs'e gelen özgürlüktür. O, efendisinin cesedinin konduğu torbaya kendisi girerek kurtulur zindandan. Dantäs'in Monte - Cristo adasındaki hazinelere kavuşmasıyla efendisi Faria'dan aldığı eğitim birleşince ortaya Monte - Cristo Kontu adında esrarengiz yeni bir kahraman çıkar. O, intikamını almak için Paris'e yerleşir ve kısa sürede kendisini tüm Paris sosyetesine kabul ettirir.
Monte - Cristo intikamını düşmanlarından hep dolaylı olarak alır; bu tarz ise onu daha da esrarengiz kılar. Kont intikamını o kadar şiddetli alır ki, bazen kendisini zalimler karşısındaki Allah'ın intikam meleğine benzetir. Sevgilisi Mercédès'i elinden alan Fernand, Paris sosyetesindeki yeni adıyla, Kont Morcerf intihar eder, kendisini haksız yere mahkum eden savcı Villefort delirir, Banker Danglars aile şerefini ve bütün parasını kaybeder, eski komşusu Caderousse ise savcı Villefort'un gayri meşru oğlu olan haydut Benedotto tarafından öldürülür. Böylece romanın en önemli unsuru, yani 'eden bulur ilkesi' gerçekleşmiş olur. Romanın sonunda Monte - Cristo kendisini yeniden hayata bağlayan Haydae adındaki sevgilisiyle dostlarına şu satırları bırakarak kaybolur: "...Tanrı'nın insanlara bahşettiği saadeti şu iki kelimede arayınız: Ümit etmek ve sabırla beklemek ".