Toplam yorum: 3.086.814
Bu ayki yorum: 6.501

E-Dergi

tan0006 Tarafından Yapılan Yorumlar

16.03.2006

"Malezya'ya ve Uzakdoğu'daki diğer ülkelere yolunuz düşerse, ne yapın edin tropikal meyveleriyle tanışın. Gelin isterseniz ben sizi tatlarıyla değilse bile adlarıyla şimdiden tanıştırayım: Lanstat, üzüm gibi sarı bir meyve. Ciku, yumurta büyüklüğünde ve soyularak yeniliyor. Durian, meyvelerin kralıymış. Oldukça iri, yemesi kolay olmuyor bu yüzden. Tadı güzel ama kokusu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Hayal kurmak isteyenlere ve gezginlere yeni bir kitap daha. Malezya, Singapur, Yunanistan, Güney Kore, İrlanda, Galler, Ürdün, Suriye, Uganda, Ruanda, Botswana, Zimbabwe, Zambiya, Etiyopya... Bu ülkeler arasındaki her bir virgülün yüzlerce, binlerce kilometre yola tekabül ettiğini düşünün, hepsini gezmiş görmüş birini bulup, ondan gezi anılarını dinlemek hoş olmaz mıydı? Cevabınız evetse, 182 ülkeyi gezmiş Orhan Kural'ın 'Köşe Bucak Dünya' adlı kitabı size göre.
16.03.2006

'Kadın ile Erkek Arasındaki Farklılıkların Temeli' alt başlığıyla yayımlanan 'Erkekler Doğuya Kadınlar Sağa', iş yaşamında ve özel ilişkilerde önemli değişikliklerle baş edebilmek için gerekli kaynakları gösteriyor. Kitap, önce değişimle uğraşanla bir kadın veya erkek olarak okurundaki doğal güçleri keşfetmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Ardından karşı cinsin, değişimle genellikle nasıl baş ettiğine dair bilgiler veriyor. Değişim sürecini yaşarken eşinizle, ailenizle, arkadaşlarınızla ve hayatınızdaki diğer insanlarla kuracağınız ilişkiyi nasıl yeniden düzenleyebileceğinizin ipuçlarını da veriyor. Kadınlar ve erkeklerin değişime yaklaşımlarında ne gibi farklılıklar var? Değişimi yürütecek beş beceri nelerdir? Bunların her biriyle kadın ve erkekler nasıl uğraşırlar? Birbirimizden neler öğrenebiliriz? gibi soruların yanıtlarını bu kitapta bulabilirsiniz.
16.03.2006

1994 yılında kaybettiğimiz şair Oğuz Tansel'in şiir kitapları toplu şiirler olarak 'Mutluluk Peşinde' adıyla yayımlandı. Kitapların ilk baskılarındaki Nuri İyem ve Metin Eloğlu çizimleri de bu kitaba aynen aktarılarak, eserlerin asılları korunmuş. "Aylardan kiraz ayı/ Gözlerime uyku girmez oldu./ Karanlıkların ürpermesi dolar içime/ Yüreğime ateş düştü Mayku./ İğde dallarından altınlar yağar/ Testisi omuzunda, belinde eli/ Kırlangıçların sevinci eteklerinde/ Sevince dağlar dillenmeli/ Burda taş olmuş gelinler kızlar/ 'Salla saçlarını öldür beni'/ Aklımı bıraktım sulara/ Bahar sabahlarının tatlı yağmuru/ Sendedir manaların en güzeli/ Ay akşamladı gözlerinde." Adnan Binyazar'ın sunumuyla başlayan kitap, ilk baskısı 1953 yılında gerçekleşen Savrulmayı Bekleyen Harman'dan başlayarak şiir okurlarını 'bir kanadı halk, bir kanadı duygu' olan dizelerle uçuracak.
29.01.2006

Yaşadığı çağın müziğini en iyi temsil eden, döneminin en iyi yapıtlarına imza atan ve adı klasik müzikle özdeşleşen bir besteci Mozart. Daha çocukluk yıllarında Avrupa saraylarını gezip maharetlerini sergileyen ve böylece bir 'çocuk yıldız' olarak erken yaşlarda ünlenen bir isim. 18. yüzyıl Avrupa'sının yıldızlarından biri. Ama tuhaf bir yıldız, yaşamı kendinden önceki büyük müzisyenlerin hiçbirine benzemeyen, kendinden sonraki herkesten bile daha şanssız sayabileceğimiz biri. Hem deli dolu, zıpır bir dâhi, hem de hüzünlü bir yaşamöyküsünün kahramanı... Yaşamı binlerce kez didiklenmesine rağmen hâlâ karanlık yerleri olan bir ikon. Aslında Wolfgang Amadeus Mozart'ın yaşamı, efsane olmak için gerekenlere, hatta fazlasına sahip. Bu kadar sevilmesinin, merak edilmesinin ardında yatan sebeblerden biri de bu belki. Bu efsanenin 250 yaşını kutladığımız 2006 yılında, hem bol bol Mozart dinleyecek hem de bıkıp usanmadan onun yaşamını konuşacağız.
Wolfgang Amadeus Mozart hakkında yazılmış belki de binlerce biyografi var. İlki bestecinin dostları, karısı daha hayattayken yayımlanan, GN Nissen imzalı metin. O günden başlayarak yavaş yavaş oluşmuş bir Mozart imajı var. Ünlü bestecinin bir çocuk yıldız olarak büyük acılar çektiği, kendisini para kazanmak için kent kent dolaştıran babasının kanatları altında hep ezildiği yaygın kabul gören hikâyenin temel noktası. Ardından büyük aşkla bağlı olduğu karısı Constanze'nin aslında Mozart'ı asla sevmediği ve hep aldattığı geliyor. Fakirliği, Viyana'da kendisini çekemeyen rakipleri tarafından zehirlendiği ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü, ölüm döşeğinde kendi veda müziği olduğuna inandığı Requiem'i kimliğini bilmediği bir siparişçi için bestelediği de hikâyenin diğer önemli parçaları... Tabii bir de Salieri ile rekabeti meselesi var ki bu dedikoduyu da aslında pek çok kişiye Mozart'ı sevdiren unutulmaz Amadeus filmine borçluyuz...
Mozart'ın yaşamını daha sağlam bilgilere dayanarak tekrar tekrar gözden geçiren araştırmacılar, pek çok romantik bilgiyi doğrularıyla dönüştürdüler. 90'ların başında bu türden şüpheci biyografilerin sayısında sıkı bir artış yaşanmıştı. Çünkü 1992 bestecinin 200. ölüm yıldönümü ve Mozart yılıydı. (Mozart modası o yıl bir Mozartmania hâline dönüşmüştü) Benzer gelişmeler bu yıl da yaşanıyor, yeni biyografiler çıkıyor. Neyse ki bu kez, biyografi ırmağına Türkiyeli bir müzik araştırmacısı da özgün bir çalışmayla katkıda bulundu. Daha önce İki Dâhi Üç Opera ve Bach - Yaşamı, Eserleri kitaplarını yazan Aydın Büke'nin Mozart , Bir Yaşamöyküsü adlı kitabı yayımlandı. Büke, temel Mozart biyografilerinden yola çıkarak kaleme aldığı kitabında iki şeyi hedeflemiş. Bir, bu metinler arasındaki farklı bakış açılarına dikkat çekmek, ikincisi, Mozart'ı merak edenlerin rahatlıkla okuyacakları bir kitap hazırlamak. Hemen söyleyelim, iki hedefini de tutturmuş. Genel kabul görmüş yanlışları alçakgönüllü bir tavırla düzelterek ilerliyor ve Mozart'ın yaşamını neredeyse eksiksiz biçimde aktarıyor. Şu anda Türkiye'deki kitapçı raflarında bulabileceğiniz en iyi Mozart kitabının Aydın Büke tarafından kaleme alındığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Aydın Büke, iki ana kaynaktan ilerlemiş, biri Mozart'ın yaşamını araştırmacıların önüne seren, uzun yolculuklarının ve sıkı aile bağlarının ürünü mektuplar, diğeri ise Nissen imzalı Mozart biyografisi. Bu ikincisi, Mozart'ın pek sevgili karısı Constanze'nin ikinci kocası. Constanze'nin sunduğu belgelerden, anlattıklarından yola çıkarak yazılan bu biyografi bizzat Mozart'ın çağında kaleme alındığı için temel metinlerden biri sayılıyor. Ama Constanze'nin bu biyografiyi fena hâlde eğip büktüğü de iyi biliniyor...
29.01.2006

Dan Brown'un satış rekorları kıran kitabı Da Vinci Şifresi'yle milyonlarca okur ünlü ressam Leonardo Da Vinci'nin sırrının peşine düştü. Da Vinci'nin şifresini çözme çılgınlığı sürerken Amerika'da 2004 Nisanı'nda bir fizik profesörü Math and Mona Lisa adlı bir kitap yazdı. Bir televizyon programına çıkıp kitabını anlattığında ise tüm dünya Bülent Atalay adlı bu profesöre kilitlendi. Herkes onun Da Vinci'nin şifresini çözdüğünü düşünüyordu. Elli yıldır Amerika'da yaşayan Atalay'a Türk medyası da oldukça ilgi gösterdi. Programın hemen ertesinde peş peşe telefonlar ederek sırrı aydınlatmasını istediler. Atalay'ın kitabı Amerika'da yüz elli binlik bir satış rakamına ulaştı. Ardından diğer dillere tercüme edildi. Bu yıl başında da Albatros Kitap, Matematik ve Mona Lisa adıyla kitabı yayımladı. Özge Özgür ve Kosta Sarıoğlu'nun çevirdiği kitabın tanıtımı için Atalay, İstanbul'a gelip Boğaziçi ve Bahçeşehir üniversitelerinde birer konferans verdi.