E-Dergi

Sadettin Ökten… Benim gibi birçok insan maalesef çok geç tanıştı bu isimle. Bazı insanların içinizde uyandırdığı duyguları, manevi aleminizdeki yerini, ruhunuzdaki yansımalarını kelimelerle tarif edemezsiniz. İşte Sadettin hocam da benim için o nadide isimlerden birisi. Kitabın tedarik süreci biraz uzun sürse de sağ salim elime ulaştı. Okuma süreci 3-4 gün kadar sürdü. Hemhal olanlar bilirler ki Sadettin hocamın ünlü bir cümlesi vardır; ‘Biz dini yaşayarak öğrendik, kitaplardan değil’ der muhterem. İşte bu kitapta yaşayarak öğrendiklerini kimlerden, nasıl bir ortamda, hangi vasıtalar ile öğrendiğini aktarıyor hocam. Başta muhterem pederi ve valideleri olmak üzere ablaları, dayıları, anneannesi, teyzesi ve ailenin diğer üyeleri ile yakın çerçevedeki diğer kıymetdeğer insanlarla olan münasebetlerini hatıralar üzerinden aktarmış hocam. Hocamı tanımak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir eser. Allah bilcümlesine rahmet eylesin.

Konusu, mesajı ve anlatım biçimi o kadar basitti ki maalesef okurken çok sıkıldım. Hayatta yaptığımız seçimlerin sonuçlarına ve ihtimallere ilişkin bir bakış açısı sunulmuş romanda. Bununla birlikte kitabın belirli bir hayat tecrübesine ve okuma geçmişine sahip olan kişilere bir şey katmayacağı kanaatindeyim. Abartıldığını düşündüğüm kitaplar listeme girdi maalesef.

Fethi Gemuhluoğlu… İslam’a, Türkiye’ye, Türkiye vatandaşlarına ve geleceği inşa edecek nesillere adanmış bir hayat. Kitap merhum Fethi Gemuhluoğlu’nun ‘dostluk üzerine’ başlıklı konuşmasının tam metni ile başlayıp, Fethi beyin yazdığı mektuplar, Fethi beye ithafen yazılmış şiirler ve nesirlerden oluşuyor. Merhumun hayatı ve davası hakkında birçok bilgi içeriyor. Ben ‘Gönül Sadası’ programında Sadettin hocanın ve Kemal hocanın söylemlerinden aşina olarak merak etmiştim merhum Fethi beyi. İyi ki aldım, iyi ki okudum dediğim kitaplardan birisi oldu.

Babam öldü. Aniden, hastalığı olmaksızın, bir sabah, helallik alarak, kollarımda öldü babam. Sonra internette babası ölen insanların yorumlarını okumak için biraz araştırma yaptım. Acılara saygım sonsuz, lakin ben ağdalı cümleler değil de yalın bir anlatım istiyordum duygularıma tercüman olması için. Derken babamın ölümünden bir yıl sonrasında bu kitap geçti elime. Bir oturuşta bitirdim. Kitabın her cümlesinde biraz hüzün, biraz acı tebessüm ve biraz da şaşkınlıkla birlikte ‘bu ben, aynı ben, ben de böyle yaptım’ diye geçirdim içimden. Tavsiye ederim. Okuyunuz!

Yorumlara bakarak aldım kitabı. Kötü olduğunu söyleyemem ve fakat en başından sonu ve hikayesi tahmin edilebilir bir kitaptı. Roman, okuyucusunda hiçbir merak uyandırmadan sunuyor kendisini ve mesajını. Bu nedenle aman aman beğendiğimi söyleyemem. Film tadında bir kitap okudum diyebilirim.