Toplam yorum: 3.253.686
Bu ayki yorum: 5.712
E-Dergi
AZRA SARIMEŞE Tarafından Yapılan Yorumlar
Açıkçası televizyon izlemedigim için oyuncu kimliği ile tanımıyorum Ercan Kesal'i ama yazar kimliğini çok beğendim. Kitapta kendi anılarını bazı gerçeklere değinerek anlatıyor. Çocukluğuna gençliğine üniversite yıllarına Anadolunun çeşitli yerlerinde doktorluk yaptığı zamanlara, edebiyatçılara, ayrıca yakın tarihteki idamlara, işkence yapılarak yitirilen gencecik hayatlara, 12 Eylül olayları, Maraş katliamı, Sivas yangını, Robinski, Dersim gibi bazı hüzünlü olaylara yer vermiş kitabında. Tarihleri ve isimleri aklımda hiç tutamam ama yaşanan olayları ve bana hissettirdikleri yoğun hüznü ve mutsuzluğu unutmayacağım. Bu arada kitabı çok beğendim. Yazarın kalemine sağlık.
Enteresan bir kitaptı. Adı ilgimi çekti. Evet aynen adı gibi, mutsuz bir ailenin işlettiği intihar malzemeleri satan bir dükkan. Hayatta hiç bir şeyi başaramadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız! diyerek intihar etmek isteyenlere en kaliteli ve güvenli hizmeti sunuyorlar. Aile çocuklarını intihar edenlerin hikayelerini anlatarak büyütüyor. Gülmek yasak ailede, müşteriye görüşmek üzere demek yasak çünkü bir daha görüşmeyecekler, ancak elveda derler. Kötü günler hanımefendi, ya da kapkaranlık bir gece diliyorum size beyefendi gibi iç karartıcı cümleleri kullanabilirler. Sonu beni çok şaşırttı. Zaman zaman çok güldürdü beni kitap. Trajikomikti. Günümüz insanı o kadar depresif halde ki elini sallasan hastalıklı bir kişiye çarpıyorsun, insanlar cinnet halinde birbirine sataşacak bahaneler aramakta, mutsuzluk ve memnuniyetsizlik hızla artıyor, kitabın aslında günümüz insanının ruh halini yansıttığını ve gerçekten böyle bir dükkan olsa satış rekorları kıracağını düşünüyorum.
Perdeleri kapatma anne, teyzemin saçları nerede? Saçların ömrüme dolanıp kalsalar... Ne boşanması, hayatında kim var senin? Ne diyim, kadınlık ağır kadınlık ağrılı. Gerçek bir olaydan esinlenilerek yazılmış Perdeleri Kapatma Anne. Kesinlikle okunmalı. Bir kadın öldürülünce kaç kadın ölür? Geride kalanlar, yıllar geçtikçe parça parça öldük. Bu bizim hikayemiz. Bu sadece Gülay Tülay Ayşegül ve Güz'ün hikayesi değil. Bu Pınar'ın Emine'nin Özgecan'ın Münevver'in Dilek'in Mutlu'nun Bergen'in hikayesi, bu düzenim bozulmasın diye evden gidemeyen, çocuklarım var diye boşanamayan, elalem ne der kaygısıyla yaşayan, bu evden ancak ölün çıkar yazgısına boyun eğen, sahip çıkılmayan, arkasında durulmayan, kadınlığa reva görülene kader deyip geçilen tüm toplumlardaki tüm kadınların hikayesi. Bu kanayan yaramız.
Kitap maddi ihtiyaçları karşılandığı halde hiç aile sevgisi görmeyen, hep dışlanan, yatılı yurtlarda büyüyen her şeye rağmen ailesi tarafından sevilmek için çok iyi bir çocuk olmaya çalışan karakterin hikayesini anlatıyor. Ve çevresindekiler de benzer olaylar yaşayan insanlardan oluşuyor. Olaylar çok hayatın içinden aslında, o kadar çok karşılaşıyoruz ki gündelik hayatta ya da bizzat yaşıyoruz ki. Kitap terapi kitabı gibi de kısmen, kendini tanımaya, anlamaya içimizdeki boşluğun kaynağını bulmaya ve onu iyileştirmeye, kapatmaya ya da sarmaya dair güzel bölümleri var. Kendini anlama,boşluğunu bulmaya çalışma süreçlerinde sorunların kökenine indigimizde evlat edinilmiş çocuk, başarı odaklı bir aile, sevgisini maddiyatla gösteren ilgisini eksik eden aile, çocuğunu sadece hasta iken seven aile, karısını aldatan evde huzursuzluk çıkaran baba gibi ailesel sorunların ortaya çıktığını görüyoruz. Bu kısır döngü hiç bitmiyor aslında. Yazarın kalemine ve yüreğine sağlık.
Haklarının olmadığı bir işçi fabrikasında çalışan Pavel devrimci işçilerle tanışıp yasaklı kitapları da okumasıyla baş kaldırması gerektiğini anlayarak bu yönde çalışmalar yürütür. Hayatı boyunca kendisine ve topluma dayatılan hayata sessiz kalmış geleneksel bir anne ve Çarına çok bağlı olan Pelage önceleri çok korksa da sonraları oğluna hak vermeye başlar ve oğlunun hapsedilmesiyle onun görevlerini canla başla kendisi yerine getirmeye çalışır. Palega artık sadece Pavelin değil bu davadaki herkesin anasıdır. Oğluna olan güveni ve oğlunun davasına kendini adaması beni derinden etkiledi. " Ölümü ölümle onarmalıyız, dedi, burası böyle! Bunun için, insanları diriltmek için ölmek gerek. Binlerce insan ölmeli ki milyonlarcası yeryüzüne gelsin. Ölüm zor bir şey değil, pek kolay. Yeter ki ötekiler can bulsun, bellerini doğrultsun." Propaganda amacı ile yazılmış, bir halkın belini doğrultması ve yükselmesi için, bir diriliş için kendini feda eden kahramanların romanı.