E-Dergi

Birbirini koşarcasına kovalayan, uyurken asla okunmaya başlanmaması gereken, yoksa gözleriniz acıyana kadar sabahı sabah edeceğiniz bir kitap Binbir Gece Masalları.. Ufak hikayelerle okurun dikkatini dağıtmadan, başarılı bir çerçeve çizilmiş..

Alışılagelmişin dışında naylon bir kitap kapağına dokunurken, alışılagelmişin dışında, edebi düşünceleri ve üslupları birbirine pek de benzemeyen beş yazarın, birbirlerine hikayeyi bir kartopu yapar gibi nasıl da özene bezene doldurarak, bezeyerek donatıp gönderme yaptıklarını, her hikayede yeniden yaratılan ya da yok edilen karakterlerle neler yapılmaya çalışıldığını, aslında keyifle bir kitabı okurken bir yandan da yazarların hikayelerinden ve birbirleriyle nasıl paslaştıklarından onların karakter tahlillerini yaparak büyük bir zevkle okuduğum, ve ne yalan söyleyeyim ki hikaye abuklaştıkça beğenimi kazanan -özellikle Elif Şafak- bir roman.. Bu bir itiraf mı? evet.. Beğendim :)

Bu kitaba, hayatımda ne yapacağıma karar vermekte zorlandığım ilk üniversite yıllarımda, Ankara'nın Dost'unda gezerken Sinan Çetin'in önsözleriyle takıldım.. Gülle gibi kitabı ders çalışmadan, su içmeden, yemek yemeden okudum desem yeridir.. Bu kitabın içinde "kendi"ni bulmak, karakterlerden birine yapışıp sayfalarda sürüklenerek sıradışı bir yolculuğa çıkmak, zaman zaman "kendi"ni tekrar kaybedip duvarlara toslamak.. Hayatımda okurken başka bir boyuta geçtiğim sayılı kitaplardan bir tanesi..

"Antipsikiyatri" akımının kısa bir özetini okumak ve ileride açıp bakmak için hatırlatıcı bir kitap niteliğinde. Bu akım hakkında bilgi edinmek ya da derin araştırmalar yapmak isteyeceklerin ilk okuması gereken kitaplardan biri diye düşünüyorum.. Eğer felsefe-psikoloji-psikiyatri ile ilgileniyorsanız, kitaplığınızda bulunmalı..

Mermer Yalıyar, savaşın habercisi beklentisiyle okumaya başladığım, elimden bırakmamak için çok inat edip otobüs yolculuğunda sonunu getirdiğim, betimlemeleri seven ve betimleme bombardımanına katlanabilecek okurlar için okunası bir başyapıt.