E-Dergi

Tolstoy’un bu kitabı, insanın sadece yiyecek ve para ile değil, sevgi ve iyilikle yaşadığını gösteriyor. Okurken insanın başkalarına yardım etme isteği artıyor. Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim, çünkü sizi hem düşündürüyor hem de daha iyi bir insan olmaya ilham veriyor.

Selma’nın gözünden, Türk Milli Mücadelesi sonrası değişen değerler, kırılan umutlar ve toplumsal dönüşümler…
Her sayfa sizi içine çekiyor, karakterlerin iç dünyası ve dönemin ruhu uzun süre aklınızdan çıkmıyor.
“Ya biz olsaydık?” dedirten sorular, geçmişin gölgesinde bugünü düşünmenizi sağlayacak.

Huşu Ağacı’nın devamı niteliğindeki bu kitap, geçmişte sevgiye hasret kalan bir ailenin hikayesini, yarım kalmış aşklar ve unutulmaz duygusal anlarla harmanlıyor. Tasavvufi dokunuşlarla işlenen anlatımı öyle akıcı ve etkileyici ki, okurken bir yandan gülüyor, bir yandan hüzünleniyor, bir yandan da derin duyguların içinde kayboluyorsunuz. Her sayfası ruhunuza dokunan, okunması adeta bir yolculuk olan muhteşem bir eser.

Sevme Sanatı, insana sevginin sadece bir duygu değil, bilinçli bir emek ve olgunluk gerektiren bir beceri olduğunu hatırlatıyor. Kendini, başkalarını ve hayatı daha derin bir şekilde anlamak isteyen herkes için yol gösterici bir kitap. Kısacası, gerçekten sevmeyi öğrenmek istiyorsan bu kitap okunmalı.

“Uçurtmayı Vurmasınlar”, sadece bir hapishane hikayesi değil, insan ruhunun özgür kalma mücadelesinin hikayesidir.
Feride Çiçekoğlu, çok sade ama derin bir dille, bir çocuğun gözünden politik baskıyı, adaletsizliği ve insanın umudunu anlatır.