E-Dergi

Mario Levi öyle bir kitap yazmışki,yazmamış hatta yaşamışki, bence harika.Bu kitabı anlamak için İstanbul'u anlamak lazım,bu kitabı anlamak için İstanbul'u yaşamak lazım ve bu kitabı anlamak için İstanbul'u yaşayanlardan en az bir kere o eski İstanbul'u dinlemiş olmak lazım..Öyle olgunlaşmış bir kitapki belliki yazar senelerdir içinde biriktirdiklerini artık daha fazla tutamıyacağım diye oturup yazmaya başlamış.En ufak ayrıntıyı geçmeden en ufak detaylara bile gereğinden fazla önem vererek.Onun için kitabı içine girip yaşayarak anlayarak okumayanlar çok fazla ayrıntı var diyerek daha 40. sayfada elinden bırakır.Ama kitabın içine girdiğinizde aynı duyguları yaşamaya başladığınızda benim gibi en fazla iki gününüzü alır yaşayıp bitirmek.Bu kitabı okumayın,yaşayın bence,gözlerinizi kapatıp o eski İstanbul'a gidip öyle okuyun...Çünkü bir roman değil yaşananların anlatımı İstanbul'da müslümanların hayatından farklı hayatlarında olduğunu anlatan yaşanmışlıkların kitabı.

İsrail devletinin casusluktaki becerisini bilmeyen yoktur herhalde ama bu kitabı okumaya başladığınızda bilmediğiniz o kadar çok şey olduğunu farkedeceksiniz ki siz bile şaşıracaksınız.Bir devletin varolma ve yaşamını devam ettirebilmek için verdiği saygıdeğer mücadelenin anlatımı var kitapta.Tasvip etmek veya etmemek önemli değil bu mücadeleyi ama yinede saygı duymamak elde değil.O kadar ilginç hikayeler varki kitapta"Yok artık bu kadarda olmaz"dedirtecek cinsten.Kitabı iki kere okumuş biri olarak şiddetle tavsiyelerimi sunarım..