E-Dergi

sabahlara kadar şiir yazan ve bu yüzden elektrik faturası kabarık gelen gencecik bir adam:gustav janouch. babası bir gün oğluna gelerek aynı dairede çalıştığı bir arkadaşıyla tanıştırmak istediğini söylüyor. bu da franz kafka'dan başkası değil. ilk görüşmeyi diğerleri takip ediyor ve bu söyleşilerden bu küçük ama hoş kitap ortaya çıkıyor. kafkayı tanımak, gencecik bir şairin kafkayla neler konuştuğunu görmek için okunası bir kitap.

anı kitapları çoğu okur gibi beni decezbediyor. kitabı da bu duygularla okudum. daha önce, hatta uzunca bir zaman önce "sevgilim istanbul"unu okuduğum yazara bir daha başlangıç yapmak için iyi bir fırsattı benim için. genel olarak nedim gürsel'e başlangıç için iyi bir kitap. insanların hayata nasıl tutunduğunu, babasızlığın ne zor olduğunu, bir çocukta nasıl izler bırakabileceğini gibi daha bir sürü sorunuzun cevabını alabileceğiniz bir kitap.

elhak ahmet turan alkan doğru söylemiş "içinizde mustafa kutlunun bir kitabını okumamış olan varsa ziyandadır." mustafa kutluyu bilenler uzun hikayeden beri her sonbaharda yeni bir mustafa kutlunun ortaya çıktığını bilirler ve bunu dört gözle beklerler. kitabı alır almaz okudum. bitirnce üzüldüm tabii. insan bu kadar hoş bir kitab okuyunca bitmesin bu yolculuk diyor. biraz daha devam etsin. artık unuttuğumuz değerler var kutluda . örneğin hacca gidebilmek adlı öyküde hacca giden ama geri borç harç dönen kahramanımıza karşılıksız para veren iyi yürekli abi. çıkraların kol gezdiği bir zamanda -belki bir kaçış ama-en güzeli kutlu okumak vesselam

Yazarın bir çok kitabını okumştum. tanımadıüğım biri değildi. ama çok fazla söyleşisini okumadığım için merak ederek başka kitaplarla birlikte aldım. okuyup bitirdikten sonra iyi ki almışım dedim. kitabı kapatınca ayaklarımın yere daha sağlam bastığını, kitapla ve yazıyla uğraşmanın başkalrının zannettiği gibi boş bir uğraş olmadığını anladım. hatta benden sonra kitabı okuyan arkadaş da kitabı okumaktan haz aldığını söyledi. şu dünyada neyse ki ahmet turan alkan gibi yazarlar var ve iyi ki de yazıyorlar.