E-Dergi

Karantina günlerimi renklendiren ajanda. Yazarak direniyorum sanırım. Her zaman olduğu gibi. Çok beğendim.

"Bin yıllık terkibin peşindeydi. Seni kuyuda unuttuk Yusuf, seni kuyuda. Sonra kuyuyu da unuttuk, kuyuya dair bütün bildiklerimizi de." Lütfü Şahsuvaroğlu
Ruhun şad olsun Muhsin Ağabey.Soluksuz okumuştum bu kitabı.

Okurken ağladığım ilk ve tek kitap. Ülkücü camianın ne çileler çektiğini tüm çarpıcılığıyla anlatan eser. Lütfü Şahsuvaroğlu Ağabey Hasret Kitapevi'ni ziyaret ettiğimde hediye etmişti. Bu kitap hakkında istişare etmiştik. 5 sene kadar önce okumuştum. Çok etkilenerek okuduğum ilk ve tek kitap diyebilirim. Hala kitaplığımda yerini korur baş köşede.

İlk göz ağrım. Yayın hayatımın ilk kitabı, şairliğimin ilk dışavurumu. İçimi dökerek yazdım. Beğenilmek gibi bir kaygım ise hiç olmadı. Yüreklere dokunabilmek idi gayem. Sıcacık bir kalorifer başında elinizde sahlep fincanı ile okunulası şiirler. Kelimelerin ateşe atıldığı cinsten. İlk gençlik heyecanımı bulacaksınız. En saf, temiz hallerimi. Firuze ile kendi hayatıma dokunurken, İstanbul sevgimi göreceksiniz tüm yalınlığıyla. Keyifli okumalar.

Babaannemin anısına yazdığım yazım hayatımın ikinci kitabı olan bu eseri ben kendimden çok şey katarak yazdım. Umarım sizler de okurken kendinizden birşeyler bulursunuz...