Toplam yorum: 3.253.615
Bu ayki yorum: 5.641

E-Dergi

PINAR YESILTAY SEVIM Tarafından Yapılan Yorumlar

Uluslararası İşletmecilik Uluslararası Muhasebe ödevimi yazarken iananılmaz faydalandığım, U.A Muhasebe başucu kitabım... Yazarlar oldukça anlaşılır bir dille ve sade örneklerle anlatmış konuyu, giriş yapacaklar için iyi bir kaynak kitap tavsiye ederim.
Kitabı hem Ayşe Kulin okumayı çok sevdiğim hem de çıkar çıkmaz bu kadar güzel yorumlar aldığı için hemen sipariş verdim.
Bu hafta okumaya başlayacağım. Beni nelerin beklediğini merak ediyorum...
Son zamanlarda okuduğum en akıcı kitap yine AYŞE KULİN Eseri... İç içe geçmiş sırlar ve aile hikayesini okrken entrikaları, gerçek vefayı ve aşkı, dejenere ve apolitize olan gençliği buldum. Ellerine sağlık Ayşe Kulin...
Ayşe Kulin kitaplarının tadını aldığında bir daha vazgeçemeyen biri olarak kesinlikle tavsi ettiklerim arasında baş sıralarda... OKuyun!
Kitabı bir masal kitabı okurcasına okudum. Keyifli, sürükleyici zaman zaman gerçekçi zaman zaman ise fazlaca ütopik geldi bana. Okurken "hadi canım!" dediğim noktalarda olmadı değil.

Osmanlı haremindeki hadım edilmiş bir haremağasının ağzından anlatılır öykü. Saraydaki entrikalar ve Afrika asıllı 70 li yaşlardaki haremağasının hem kendisiyle hem de Padişaha olan tutumundaki tutarsızlıkla yüzleşmesi olarak algıladım ben. Eski zamanlara yolculuk niteliğinde bir kitap yazmış Livaneli. Ama Leyla'nın Evi ve Mutluluk'taki tadı arayanlara duyrulur: Hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Çünkü olaylar diğer kitaplardak kadar keskin ve gerçekçi gelmeyebilir size de benim gibi. Masalsı ve keyifli bir yolculuk Osmanlı haremine.
Geniş Zamanlarla başlıyor kitap;

Londra’da yaşayan eşinden ayrılmış, bir çocuk annesi hayata boş vermeye karar vermiş, kocası tarafından en yakın arkadaşı ile aldatılmanın acısının hayatına giren erkekleri merhem olarak sürerek yüreğine, hafifleyeceğine inanan kadının öyküsü.

13 Yaşındaki Zehra’yı oğluna baksın diye kabul etmiştir evine ve o günden sonra da tıpkı evin bir bireyi gibi sahip çıkmıştır ona. Okuması, yabancı öğrenmesi ve hemşire olması için gerekleri yaparken başına kakmamıştır asla. Ancak kocasının kendisini aldattığını anladıktan sonra boşanıp, Londra’ya taşınınca Zehra kalakalmıştır hayatta bir başına. Mecburen dönmüştür kıyı mahalledeki baba ocağına…

Aldığı telefonla biter öykü, kara haber der ki; Öldürülmüştür Zehra!


Dar Zamanlarla devam eder ikinci öykü;

Bu öyküdür bir önceki öyküdeki Zehra’nın gözünden dünya.

Zehra hastane stajında aşık olduğu bir yıllık sevgilisi Ahmet’ten salt ailesinin fakir olduğunu öğrenen Ahmet tarafından terk edilmesi suretiyle ayrılmak zorunda kalır. Çünkü Ahmet çocuk bakıcısı olarak yaşadığı evin öz ablasına ait olduğunu sanmaktadır.

Ablasının (bir önceki öyküdeki kahraman) Londra’ya taşınması ile hayatı altüst olan Zehra, hayatla olan bağlarını koparır koparmasına ama… Ailesi baskı yapar evlenmesi için. Hiç isyan etmeden itaat eder anasına. Ahh bir de mahalleli tarafından Ahmet ile adı çıkmış olmasa. Zaten hayata küsmüş eve kapanmıştır nasılsa, kendi evinde oturur hiç olmazsa anası orada da karışamaz ya!

Koca adayının emri; kapatılıp, çarşafla dolaşmaya başlamasından yana. Kabul eder zavallı Zehra. Sessiz sedasız bir nikahtan sonra hiç birlikte olmazlar kocasıyla. Ara sıra gördüğü sözde kocası dönüp bakmamakta sadece para bırakmaktadır sözde karısına. Kayınvalidesinin emri ile çocuk yapmaya zorlanan Zehra, kocası ile konuşmaya çalıştığı sırada kocası tarafında öldürülmüştür hunharcasına.


Son Zamanlar olarak sıralanır 3. öykü;

Bu kez Zehra’nın sözde kocası Aydın (kendi tabiri ile Hamdullah)’ın perspektifinden bakış açıları yansıtır Sayın Kulin.

Erken yaşlarda dinini öğrensin gerekçesi ile annesi tarafından sapkın bir sözde hocaya gönderilen Aydın bambaşka bir kimliğe bürünmüş, hayatı algısı değişmiş olarak yaşamaktadır kendi dünyasında. Kadınların şeytan olduğuna inanmakla birlikte, cinselliğe bakış açısını salt GÜNAH boyutunda ama … Gittiği sözde dergahta …

Uzun uzun Sözde Hamdullah’ın ruh dünyası aralanır bu kitapta ve sadece çocuk yapmak için bile olsa birlikte olalım diyen karısını öldürüşünü anlatır en sonunda.


Devam eder kitap. Diğer öyküler sıralanır ard arda.

Aynı konuyu farklı kişilerin bakış açılarından ve bambaşka hayatların içinde ortak olan noktaları anlatmaktadır yazar. Yolları kesişen insanların ötekine bakış açısıdır bir anlamda. Zehra için ablası neredeyse ilahlaşmışken, ablası Zehra’nın mektubuna cevap dahi yazmamıştır Londra’dan. Aydın aile baskısı ile evlendiği aile baskısı ile evlenen ikinci taraf olan Zehra’yı bir Şeytan olarak algılamaktadır, Zehra’ya göre evlilik bir anlamda geçmişi hayallerde yaşatmak için bir kaçış iken, Zehra’nın annesi Fatik için bir anlamda Zehra’nın kurtuluşu, gelin oluşu, mutluluğudur.

Herkesin kendi hayatının lideri olduğu bir dünyada, okumuş kültürlü meslek sahibi bir kızın, zoraki hayata yolculuğu var bu kitapta. Salt fakir olduğu için terk edilişi, mahalleli tarafından dışlanışı, hayata küsüşü konuk olacak satırlarınıza.


Diğer 3 öykü de birbirinden yürek dağlayıcı aslında, meme kanseri bir kadının bakış açısını okuduğumda çok etkilendim. Öyküdeki kadının duygusal bağ kurduğu gögüslerini anlatışı oldukça sıra dışı geldi bana ve hatta bir kadın duyarlılığı ile ağladım da…

Bir diğerinde doğum denen acının derinliğini öyle güzel işlemiş ki Sn Kulin, hele bir de erkek egemen bakış açısındaki toplumumuzdaki erkek çocuk takıntısını da içine alınca…


Son olarak, bir bale sanatçısının yorucu yalnızlığı konuk olacak ellerinizin arasındaki satırlara.


Mutlaka okunmalılar arasında, tavsiye edeceğim ilk öykü kitabı.

Okumanızı salık veririm.