E-Dergi

"Bu deyim şuradan gelmiş olmalı" fikirlerimi yerle bir edip, gerçekte nereden geldiğini kısa hikayelerle anlatan akıcı, eğlenceli bir kitap...

Tarih okumayı sevmeyenlerin bile beğenerek okuyabileceği bir kitap. Halife döneminden tutun da eski Mısır'a kadar bir çok tarihi döneme ait, tarih kitaplarında yer almayabilen ince detaylara ve ilginç olaylara yer verilmiş. Yalnız yazar resmi bir dil kullanmakla okuyucuyla konuşuyor gibi bir dil kullanmak arasında tereddütte kalmış gibi. Olumsuz eleştiri yapmam gerekirse sadece bu noktaya değinebilirim, ama onun dışında çerez gibi akıcı ve eğlenceli bir kitap.

Kitabın başları sıkıcı gibiydi ancak sonlara doğru sürükleyici olmaya başladı. Kendinizi zihninizde oluşturduğunuz karakterlerin ve mekanların içinde hayal edebiliyorsunuz. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki çevirmenlerin çeviri yeteneklerinin ne kadar yetersiz olduğunu bariz bir şekilde gözlerinizin önüne seriyor bu kitap. Çeviriye kelimesi kelimesine bağlı kalmak uğruna o kadar sıkıcı ve bayıcı bir tercüme yapılmış ki, kitap zaman zaman "beni yarıda bırak, okumaya devam etme" diyor resmen. "Mutlaka okuyun" diyeceğim bir kitap değil, okumayan hiçbir şey kaybetmez. Ama yine de otobüste-vapurda 10 dakikalığına açıp, okuyup geri yerine koyacağınız bir oyalanma kitabı olarak güzel.

Oldukça sürükleyici bir kitap. Bazı yerlerde göz yaşlarını tutmak mümkün değil. Bitireli 2 gün kadar oluyor ancak hâlâ etkisindeyim. Boş bulduğum her 3-5 dakikada kitabı elime almak istiyorum ancak sonra bitirdiğimi hatırlıyorum

Gereksiz teferruatlardan kaçınılmış, çok güzel ve akıcı bir kitap. Dönem ve yaşanılanlar hakkında yazılanları okuyunca kendi Müslümanlığından utanıyor insan.