Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
kurkmantolumelo Tarafından Yapılan Yorumlar
İlk kitapta İnce Memed’in nasıl zulme uğrayıp başkaldırdığını ve köylüye umut olduğunu okumuştuk. Bu kitapta ise daha sakin bir ortam olsa da yazar bu sakinliğin ardında siyasi ve toplumsal düzeni gösterirken Memed üzerinden derin bir sorgulama yapıyor.
Memed, Abdi’yi öldürünce köylü üç yıl rahat eder, sonra ondan da beter Hamza çıkar gelir. Zulmün artmasıyla köylüler aç bırakılıp Memed’e bile düşman olur. Memed ise herkese aynı soruyu sorar: “Abdi gitti, Hamza geldi. O zaman bu uğraş niye?” Bu düşüncelerle roman boyunca içten içe boğuşur.
Kitapta Memed’in kahramanlığından çok, umutsuz köylülerin onu nasıl efsaneleştirdiğini görüyoruz. Kitap boyu neredeyse hiçbir şey yapmayan Memed adı gittikçe büyür çünkü İnce Memed artık bir kişinin değil, bir umudun adıdır. Güçlünün yanında duran ağalar, beyler, savcılar, jandarmalar da bugünün toplumundan da çok uzak değil maalesef. Yaşar Kemal de bunu ustalıkla anlatmış. Devamını merakla bekliyorum.
Üç farklı coğrafyadan üç kadının kesişen yaşam öykülerini anlatan kitap; kadın dayanışması, özgürlük ve mücadele temaları ile ilgi çekici görünse de, karakterlerin yaşadıkları bana fazla yüzeysel ve klişe geldi. Yazarın niyeti kuşkusuz masum ve duygulu; ancak hikâyeler arasında kurduğu bağlar bana zorlama hissettirdi. Karakterlerin acıları ve direnişleri gerçek bir derinlik kazanmadan, sanki “mesaj vermek” için yazılmış gibi duruyordu. Kitabın sonunda üç hikâyenin birleşmesi beklediğim kadar sarsıcı bir etki yaratmadı; aksine, her şeyin fazla “düzenli” bitmesi, bence anlatılanların doğallığını zedeledi. Karakterlerle duygusal olarak bağ kuramadım. Smita hariç. O da bir kadın olarak değil bir insan olarak ele alınması gereken, yaşadığı coğrafyanın kültürel normlarını sorgulanması açısından farklı bir karakterdi. Okunabilir beklentinizi sınırlı tutarsanız.
Roman, özetle Çanakkale cephesinde sağ kolunu kaybeden Ahmet Celal isimli subayın, erlerinden Mehmet Ali’nin köyüne gelmesi ve bu köye hiçbir zaman ait hissedememesi ışığında köylü-aydın çatışmasını anlatıyor. Yakup Kadri, köylüyü kaderciliği, umursamazlığı ve cahilliğinden dolayı eleştirirken bir yandan da Türk aydınının Anadolu’dan kopuk oluşunu, Anadolu halkını sadece sömürülecek bir malzeme olarak görüşünü eleştiriyor. Her iki tarafı da hakkıyla eleştirmiş diyebilirim.
Tüm bu tarihi ve sosyolojik yapının dışında karakterin duygu ve düşüncelerini ifade edişi, benzetmeleri, içsel konuşmaları harika bir şekilde anlatılmış. Yani eser hem tarihi hem sosyolojik hem psikolojik hem de edebi açıdan kusursuz diyebilirim. İlk Yakup Kadri okuyuşum değil ancak bu romana hayran kaldım. İlgilisine değil herkese tavsiyedir.
Okuduğum ilk kitabıydı. Diğer kitaplarını da okuyacağım mutlaka. Hikayenin konusu hepimizin aşina olduğu ve maalesef ki artık kanıksadığımız kadına şiddet. Leyla, kadına şiddetin her türlüsünü babasından, amcasından, patronundan, sevdiği adamdan, evlendirildiği kocasından görmüş bir kadın… yani bir bakıma hepimizden bir parça var Leyla’da. En çok beğendiğim şey ise Leyla tarafından anlatılan kitabın üslubu. Çünkü Leyla yaşadığı bu dramı kendince süsleyerek ironik unsurlarla anlatıyor, durum ne kadar üzücü olsa da gülümsemekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kitabın adına gelince alkol tedavisinde kullanılan bir ilacın adıymış. Bu coğrafyada kadın olmak her zaman zordu hala daha zor. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Çok düşük bir zeka seviyesi ile doğan Charlie, bilim adamlarının zeka seviyesini arttıracağı deneysel bir ameliyatı için gönüllü olur bu deney daha önce Algernon adında bir fare test edilmiş ve başarılı olmuştur. Charlie akıllı olduğunda insanların onunla dalga geçmeyeceğini, birçok arkadaşı olacağını düşünür ancak işler pek öyle gitmez çünkü artık o çevresi tarafından yadırgan, kıskanılan biri olmuştur ve Charlie yine yalnız kaldır.
Benim için kitapta yer alan vurucu cümle “sevgi ve şefkat eli değmeyen zeka ve eğitim beş para etmez.” Syf:262 bence bugün bizim eğitim sistemimizde de bu eksik. Bu yüzden son yıllarda değerler eğitimi başlığı altında duruluyor. Charlie’nin zeka seviyesi yükseldikçe duyusal zekasının bunu yakalayamadığını görüyoruz kitapta aynı bugün birçok gencin meslek sahibi olup duyusal olarak aynı ölçüde gelişemediğini gördüğümüz gibi.