E-Dergi

Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.


Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu şiirini hayatınızda bir kez bile olsa eminim hepiniz okumuşsunuzdur.Hiç bir zaman sıkılmadan okuyacağım şairlenden.Özellikle de 35 yaş şiiri.Hayatın ne kadar kısa ve ölümün gerçekliliğini anımsatıyor bana.Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Şiiri sevipte hala Sunay Akın okumadıysanız çok şey kaybetmişsiniz derim.Kıscık satırlara o kadar derin anlamlar gizlemiş ki.Kimi satırlarda sizi derinden etkilerken bazılarında da sıcak bir tebbesüm alıcak suratınızı.Mutlaka okuyun derim.Vazgeçemeyeceğiniz yazarlar arasında yer alacağından eminim.

Bazı kitaplar vardır daha elinize alır almaz ilk sayfalarından itibaren sizi içine alır ve büyük bir haz alırsınız okumaktan.Satırlar sizi sürükleyip tanıdık bir yerlere götürür ve kendi hayatınızdan kesitler bulursunuz.Biletimiz İstanbul’a Kesildi romanının devamı niteliğindeki Mıgırdıç Margosyan'ın Tespih Taneleri adlı romanını okurken çok büyük zevk aldım.Yerler,isimler,kelimeler hele de şive o kadar tanıdıktı ki.Sanki yazar anlattıkları ile benim yaşantımdan bazı anları kaleme dökmüştü.Anadilini öğrenmek için Diyarbakır’dan İstanbul a ardında ailesini bırakıp gelen yazarın kimi zaman güldüren ,bazen de duygulandıran yaşam öyküsü.Aslına bakarsanız kitabı bu kadar sevmemin nedenlerinden biri de benim de tıpkı yazar gibi Diyarbakır’dan Silvan’dan anadilimi öğrenmek için İstanbul’a ailem ile beraber göçüm ve 5 sene boyunca yatılı okulda okumamdır.Dönemler farklı olsa da benim de tıpkı yazar gibi çektiğim zorluklar.Kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.Eminim ki hiç sıkılmayacaksınız ve okuduğunuz her satırdan büyük zevk alacaksınız.

Varlık vergisinin bir ailenin üzerinde yarattığı olumsuz etkileri o kadar güzel kaleme dökmüş ki Zaven Biberyan.Dedelerimizden ninelerimizden duyduğumuz ve sanki bir masalmış gibi dinlediğimiz o günlerin zorluğunu yaşayan tabi ki daha iyi bilir.Kitap o kadar akıcı bir dille yazılmış ki romanın kahramanı Baret'in yaşadıklarını kendim de yaşamış gibi onunla beraber o dönemlere gittim.O dönemde yaşayan birçok aile parçalanıp büyük zorluklar çekmiş ve kendi yurtlarını bırakıp başka ülkelere göçmek zorunda kalmışlar.Bire bir canlık tanıklar da olunca hayatınızda ve ailenizden de bir kısmının o dönemlerini yaşadıklarını bilince insan daha bir etkileniyor okuduğu satırlardan.Aşkale'ye gitsen bir türlü,gitmesen bir türlü detirtiyor satırlar insana.Kesinlikle bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Bir Paulo Coelho hayranı olarak yazarın bu kitabını da severek okudum.Dil akıcı ve yalın.Haytın içinden bir roman.Eğer sizde hayatta yapacak birşeyiniz olmadığına inanıyorsanız ve yaşamak zor geliyorsa bu kitabı okuyun derim.O zaman ölümle burun buruna gelince aslında benim yapacak daha çok şeyim var şimdi gidemem diyeceğiniz birşeyler olduğuna eminim. Yaşamak ne kadar zor olursa olsun mutlaka biryerlerde sizi hayata bağlayacak birileri vardır.Tıpkı Veronika'nın hayat bitti derken yaşamayı arzulama isteği gibi.