E-Dergi

2019-27 Puşkin'in klasikler arasına girmiş olan Yüzbaşının Kızı adlı kitapta bir askerin yaşadığı tutkulu bir aşkın insana ne gibi hatalar yaptırdığı hatta hain damgası yemesine sebep olduğunu etkileyici bir şekilde anlatmış. Türk filmi tadında mutlu bir şekilde biten kitap dürüstlüğün insana her zaman kazandırmasına vurgu yaparak önemli bir değeri öncelemiş. Ortaöğretim çağındaki öğrencilere mutlaka okutulması gerek diye düşünüyorum...

Abbas Sayar ' ın YILKI ATI eseri 1975 yılında TRT ROMAN ÖDÜLÜ almış bir kitap. Orta Anadolu 'da çok kullanılan artık güçten düşmüş, iş göremez hale gelmiş atları doğaya bırakarak bahar gelinceye kadar kendi hayatlarını devam ettirmeleri beklenir. Eğer at kışı kendi imkanlarıyla geçirirse yine sahibinin ahırına dahil olur ve yaz boyunca onun için çalışır. Bu eserde Dorukısrak ' ın Yılkılığa bırakılma ve hayatta kalma serüveni anlatılmış. Eser özellikle anlatım konusunda başarılı, kuvvetli betimlemelerle sizi eserin içine çekiyor ve bir çırpıda okuyorsunuz. Ve insanoğlunun nankörlük konusundaki yeteneği kitap boyunca sizi şaşırtıyor fakat kitabın sonu gerekli derslerle dolu. Çokta uzun olmayan bir günde kısa bir yolculukta okunabilecek hacimde ve anlatımda bir kitap tavsiye ederim.

cengiz aytmatov ün yazdığı diğer kitaplar gibi harika bir kitap. okunası....

Kitap Şuuru Hareketi ve Oğuzhan Saygılı hocamın referansıyla edindiğim Uzun Çarşının Uluları , Gaziantep şehrinde bir döneme şahitlik eden bir kitap... Uzun Çarşıyı görmeden yaptığı tasvirler ve benzetmelerle görmenizi sağlayan, yerel ağzın özelliklerinin mükemmele yakın kullanıldığı , herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap olma özelliği gösteren kitapta en çok dikkatimi ceken yan ise yazarının üniversite hayatına devam ederken görme yetisini kaybetmesine rağmen, çok canlı betimlemelere yer vererek sizi uzun çarşının sokaklarında gezdirmesi hatta ayağınıza takılan taşı hissedecek kadar kitabın içine sokmasıdır. Keyifle okuduğum Gaziantep'in sokaklarında geziyormuşum izlenimine sık sık kapıldığım bir eser oldu. Ayrıca bir parantez açmak gerekirse yazar Mitat Enç'in üslup ve biçim yönünden çok yetkin bir yazar olduğunu fakat edebiyat dünyamızda şu zamana kadar hak ettiği değeri görmediğini söylemek mümkün...

Mustafa Kutlu'nun bir Türk Filmleri senaryosunu andıran kitabı... 80 döneminde çarpık kentleşmenin, köyden kente göçün getirdiği sıkıntıların samimi bir dil ve özgün bir şekilde anlatıldığı kitaptır. İnsanin okurken olayın yaşandığı dönem ile günümüz arasında çok miktarda karşılaştırma yaptığı ve kesinlikle günümüzde kitapta yaşanmış olayların vuku bulamayacağını düşündüğü kitap. Her ne kadar eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı gibi sözümüz olsa da nerde o eski ramazanlar kabilinden ne varsa eskilerde var dedirten bir kitap ... Kitapta işlenen ulvi değerlerin tüm dünyamıza sirayet etmesi dileğiyle....