E-Dergi

Okurken keyif aldığım bir kitaptı. Anadolu'nun içinden kopup gelen bir hikâye. Anlatım nefis. Kitabı bitirdikten sonra yazarın diğer kitaplarını da aldım.

Drogo'nun uğruna gençliğini feda ettiği, her türlü zevkten kendini mahrum kıldığı bir bekleyişin romanı bu.

Yaşar Kemal İnce Memed'de diyor ya hani; "İnsanın içindeki adalet duygusunu köreltirsek, insanın insana saygısı kalmaz. İnsanın insana itimadı, hürmeti kalmayınca da bir yerde insanlık çok şey kaybeder, hayat çirkinleşir." Gazap Üzümlerinde de bunu görmek mümkün. Büyük çiftlik sahipleri, işçi ailelerini ezdikçe eziyor, emeklerini sömürdükçe sömürüyorlar. İnsanlar evlerini, yurtlarını bırakıp göçe mecbur hale geliyorlar. Gitmek, yola çıkmak, bir yere varmak dertlerine derman olacak mı emin değiller. Tek bildikleri; kalırlarsa açlık kapıya dayanacak. Bu durumda da sonu meçhul de olsa gitmek cazipleşiyor. Severek okunacak bir eser.

Günümüzde salgın hastalık gibi baş gösteren "memnuniyetsizlik" teması işlenmiş kitapta. Yazıldığı dönemde yankılar uyandıran bu klasik okunmaya değer.

Kitabın adından da anlaşılacağı üzere bir gencin idam edilmeden önce yaşadığı duyguları anlatıyor. Kitap uzunca bir önsöz ile başlıyor ve bu önsöz o dönemin adalet sistemini, toplumun olaylara bakış açısını fark etmemize olanak sağlıyor.