E-Dergi

Raif KARADAĞ'ı okuduğum kitaplarda sık sık geçtiği için merak ettiğimden ötürü okudum.Ünlü bir siyesetçinin dediği gibi : " Bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir" cümlesindeki gibi petrol tröstlerinin dünyadaki petrol petro bölgelerindeki inanılmaz savşlarını anlatan bir kitap.Ama çoğunlukla İran petrolleri üzerindeki savaşı anlatan bir eser.Yazar 1973 yılında esragengiz bir şekilde öldüğü için kitap daha esragengiz bir havaya bürünüyor açıkçası.Kitap zannedersem 1970 yılında falan yazılmış. Petrol için milyonlarca insan öldü ve halen de ölmeye devam ediyor ve ne yazık ki ölmeye de devam edecek.Bu yadsınamaz bir realite.Yazara Allahtan(c.c) rahmet diliyorum.

Erol MÜTERCİMLER'in bu okuduğum dördüncü kitabı.Özellikle kitapta geçen " İzmir'i kim yaktı,1995 gümrük birliği anlaşması,varlık vergisi,izmir suikastı,barış göüllüleri ve Yüzbaşı Hakkı" konu başlıklı yazılar ibret verici.Ne yazık ki okumayan bir toplum olduğumuz için balık hafızasına sahibiz bundan ötürü tarihten ders çıkarmayı bilmeyen bir milletiz.Muhteşem bir tarihe sahibiz ama 300 yıldan beri süregelen ezikliğimizden dolayı kovboy ve hamburger kültürüne teslim olmuş durumdayız.Aslında şu aşağılık kompleksinden bir silkinebilirsek eski günlerimize dönmemiz içten bile değil.Erol MÜTERCİMLER bir tarihçi değil bir asker emeklisi.Şu ana kadar okuduğum tüm kitaplarını beğendim.Objektif sayılabilecek bir yazar.Kitapta okuduğum barış gönüllüleri konu başılklı yazıda,barış gönüllülerin 1962-1972 yılları arasında ABD'den geldikleri CIA ajanı olmasalar bile CIA güdümünde oldukları bu adamların yaptıkları çalışmalarda ülkemizin etnik haritasının çıkarıldıkları ve bugunkü PKK sorunun bu çalışmalardan ötürü olduğu yönünde yorumlar var.10 yıl içinde ülkemize 1200 barış gönüllüsünün geldiği bunların bazı konularda uzman oldukları maaşlarını,kiralarını...........hep devletimizin karşıladığını yaptıkları çalışmlardan ötürü tepki çektikleri için bellli bir zamandan sonra ülkelerine gönderildikleri kitapta anlatılıyor.Kitapta vahdettin hainmidir diye anlatılan konuda ise yazmak gerekirse hain demeyelimde çok yanlış yapmıştır demek zorunda kalacağım.Tamam mustafa kemali anadoluya gönderen vahdettindir ama göndermesinin amacı orduyu teftiş edip ordunun silahsızlanması için vahdettin göndermiştir.Kuvayı milliye ye karşı kuvayı inzibatiyeyi kuran ayrıca mustafa kemal için fetva çıkaran ingiliz gemisiyle kaçnda ne yazık ki kendisidir.Hep söylenir vahdettin kaçarken tahtının bir ayağını alsa 7 sülalesine yeter denir evet bu doğrudur ve takdire şayan bir durumdur.Ayrıca vahdettinin maltada fakirlik içinde ölmesi ise kesinlikle kabul edilir bir durum değildir.Ama şu da unutulmaması gerekir vahdettin italyanın san remo kentinde sarayda kaldı ve damadının har vurup harman savurmasından dolayı fakir olmuştur.Yinede vahdettinin cenazesine haciz gelmesi yanlış bir olaydır keşke olmasaydı devletimiz bu istenmeyen olaya müdahale etseydi.Kitap sürükleyici tavsiye ederim.

Kitabı sadece meşhurların son anları olarak düşünmeyin.Kitapta tarih bilgiside serpiştirilmiş.Bazı meşhur insanların son anlarını okuyunca hayret ettim.Kulvarında tek kitap olduğu ve ibretlik bir yapıt olduğu için okumaya ve ders almaya değer bir eser.Fakat kitabı normal kitap okur gibi değilde her gün bir kaç sayfa özümseye özümseye okumak faydalı olur diye düşünüyorum.

Mehmet ALTAN çok objektij bir yaklaşımla eserini yazmış.Baktığımız zaman ülkemizde yıllardan beri hallemedeiğimiz ve ülkemizin gelişmesinde önemli bir blokaj olan cami-kışla paradoksunu bir türlü aşamamız olmamız.Asker türban konusuna takılıp kalmış en önemli meselesi irtica diye sürekli gündemi meşgul etmiş.Ünlü bir ABD li muhabir : " Her yerde devletin ordusu var ama Türkiyede ordunun devleti var " diye müthiş bir saptama yapmış ünlü spekülaör yahudi Geoerge SOROS ise : " Türkiyenin en iyi ihracı ordudur" diye bir açıklaması var.Devletin kurucusu ordu olduğu için ordu halen sivillere güvenmemekte.Askeri militarizm genetik kodlarımıza kadar işlemiş.Mehmet ALTAN kitabında boş şeylerle yıllardan beri uğraştığımızdan ötürü bir türlü gelişmediğimizi ulusal enerjimizi boşa harcadığımızı türban konusunun artık gına getirdiğini bunları aşmamız gerektiğini anlatmış eserinde.Kitapta bazı konular bir kaç kere geçmiş.Anladığım kadarıyla kitap köşe yazılarından oluşuyor.TSK bilboardlarda " Güçlü ordu güçlü devlet" diye yazmıştı hatırlarsanız.Kesinlile katılmıyorum.Doğrusu "Güçlü devlet güçlü ordu" dur.Devlet güçlü olmazsa ordu ne kadar güçlü olursa olsun hiç önemi yok.

Kitapta ülkemizde ülkücülerden de bahsettiği için merak edip okuduğum ve pişman olmadığım bir kitap.Filmde çekildi filmi de güzeldi yani.