Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

eminerr Tarafından Yapılan Yorumlar

30.07.2005

Dostoyevski'nin ilk romanıdır. 45-50 yaşlarında olduğu anlaşılan bir adamın, akrabalarından bir kıza duyduğu umutsuz aşk gogol tarzında anlatılmıştır. ihtiyar adam, sevgisini bir türlü açamamakta, daha doğrusu bunu kendine bile itiraf edememektedir. dostoyevski romanı üç kez üst üste yazarak ancak son haline getirebilmiştir. roman yayınlandığında dostoyevsi henüz 25 yaşındadır ama buna rağmen büyük bir ün kazanmış ve Gogol'un ardılı olarak görülmüştür.
29.07.2005

görülmemiş bir hayal gücü. kendisine ihtiyar bir adam tarafından sihirli bir kese verilen james ne yazık ki keseyi bir şeftalinin dibine düşürür ve bundan sonra hiç hayal edilmeyecek olaylar olmaya başlar. şeftali büyüdükçe büyür, büyür ve herkesin ilgisini çekmeye başlar. ama büyüyen sadece şeftali değildir. ağacın dibinde bulunan diğer hayvanlarda büyümüştür. ama james hariç kimsenin bundan haberi yoktur. dahl, hiçbirimizin belki de hayal bile edemeyeceği bir macerya çıkarıyor okuyucuyu. çocuk kitabı olarak sunulmasına rağmen, kitaptan hoşlanmayacak bir yetişkin olabileceğini sanmıyorum.
29.07.2005

hayatım boyunca okuduğum en etkili kitaplardan biri. romanın baş kahramanı olan vikont türklerle yapılan bir savaşta ikiye bölünür. bir parçası sağlam olarak bulunur ve evine getirilir. fakat vikont inanılmaz derecede zalimleşmiştir. hiçbirşeyi bütün olarak görmeye dayanamamakta, gücünün yettiği herşeyi ikiye bölmektedir. kısa sürede herkesi korku içinde bırakır. ama günün birinde vikontun diğer yarısı da sahneye çıkınca işler karışır. ilginç olan diğer tarafın, tam tersine tamamıyle iyilikle donatılmış olmasıdır. aynı kızı sevince aynı adamın bu iki parçası birbirine düşman olmaya başlarlar.
29.07.2005

tatar çölü, geçip giden zamana karşı bir ağıt, ama bunun da ötesinde, bu zamanın bir hiç yerine harcanmasına bir eleştiridir. yeni mezun olmuş bir teğmen olan drago, sınırdaki kalelerden biri olan Bastiani kalesine tayin olur. kaleyi büyük bir yer sanan drago, gerçekle karşılaşınca hayal kırıklığına uğrar. çünkü burası hiç kimsenin önemsemediği, unutulmuş bir kaledir. drago, gelir gelmez buradan ayrılmaya karar veriri ve bunu da kale komutanına söylemekte bir sakınca görmez. komutan da onun bu isteğini doğal karşılamıştır. fakat tüm kale bir saldırı beklentisi içindedir. kalenin arkası tatar çölü olarak adlandırılan kurak bir alandan oluşmaktadır ve tataraların buradan saldırılacağı beklenmektedir. drago kendini bu bekleyişin büyüsüne kaptırır ve zamanla bunun dışındaki her şeye yabancılaşmaya başlar. yaşamının sonuna geldiğinde, hatasının farkına varacak ama bunun için artık çok geç kalmış olacaktır.
29.07.2005

usta ile margarita, yazıldığı dönemin şiddetli bir eleştirisidir. roman 1928-1940 yılları arasında yazılmış fakat yazarın ölümünden çok sonra, 1966-67 yıllarında yayımlanabilmişitir. baş karakter woland isimli şeytandır. usta, bir akıl hastanasindeki, bir yazarın takma ismidir. hz. isa ile ilgili bir kitap yazmak istemiş fakat sovyet rusyada tanrıya inaılmadığı için kitabı çok şiddetli eleştirler almış ve bu yüzden umutsuzluğa düşen usta da, çareyi akıl hastanesine kaçmakta bulmuştur. margarita onun nereye gittiğini bilmediği için, bu kaçıştan sonra umutsuzluğa kapılmıştır.

roman iki farklı zamanın eş zamanlı olarak anlatılmasıyla devam eder. bir yandan isa zamanındaki pontus plitus ile, diğer yanda yirminci yüzyılda geçenler anlatılır ve aralarındaki benzerlikler vurgulanır. isa zamanında bahsedilen bölümler ise aslında ustanın yazdığı romanın parçalarıdır.

her türlü yapmacılıktan nefret eden bulgakov, romanda gerçek aşkı ve yalınlığı vurgulamış, bunun için de baş kahraman olarak şeytanı seçmiştir. kitabın başındaki, fausttan alınan söz de bu bakımdan anlamlıdır. şeytan kötülüğü düşünmesine rağmen insanlara iyiliği vermekte, onlara doğru yolu göstermektedir!!!!
Son Gezdikleriniz
Ay Olimpiyatları & Şakacı Meyveler ve Sebzeler