E-Dergi

Neredeyse tüm savaş dönemini işgal altındaki şehirde geçiren küçük bir çocuğun dilinden savaş anıları. Savaşın ne demek olduğunu anlamak için okunmalı. Edebi bir yapıt değil bu, süslü bir dili, vurucu bir üslubu yok. Sadece samimi bir hatırat. Yaşadığı acıyı açık yüreklilikte size anlatan bir arkadaş gibi, akşam yapılan bir çay sohbeti gibi. Çoğu yerde gözyaşları hücum ediyor gözlerinize. Bosna büyük bir acı ve kahramanca bir direniş, büyük bir inanç zaferi; işte bu kitap bunların ispatı.

Hitap ettiği kesimin sağlıkçılar olduğunu düşünüyorum. Aynı tereddütleri içinde yaşayanlar ancak eseri hakkıyla anlayabilir. Diğerleri için bu gelgitler muğlak kalacaktır. Eser güzel bir dille, samimi olarak yazılmış. Tıp fakültesi öğrencileri okusa daha verimli olur. Branş seçiminde ve mesleğin püf noktalarında fikir kazandırır. İlgiyle okudum.

Kendini yaşadığı dünyaya ait hissedemeyen bir ergen ve onun ilk aşkı. Sıradan gençlik hikâyelerinden değil. Karakterler yetenekli, başarılı ve aklı başında çocuklar. Yaşadıkları da nispeten masum ve derin bir sevgi. Üslup ve hikaye anlatımı olarak başarılı. Hatta hoş bir sinema filmi tadında. Okunası.

romanda ana karakter nur mantık evliliği yapmıştır. ancak aradığı mutluluğu bu evlilikte bulamamıştır.

"hep birlikte susabileceğim biriyle evlenmek istedim. onunla susuyorduk. ama şimdi anlıyorum ki susması konuşacak bir şey bulamayışındanmış"

hayalkırıkığının derin ifadesi, iki insanın birbirini yanlış anlaması...
öbür tarafta ise nur için gerçek aşk olabilecek bir arkadaş ve dile gelmeyen duygular...

yanlış bir evliliğin hikayesi, ama çirkinleşmeden, ahlak sınırlarını geçmeden. bu iyi.

Aida'nın Xavier'e yazdığı sevgi dolu mektuplar. Aslında kitabı almadan önce daha tutkulu aşk mektupları okumayı beklemiştim ama öyle değil, mektuplar sevgi dolu; sabır, sadakat ve umutla bekleyiş, direniş dolu. Dili akıcı, mektuplar okunası. Hatta bizim için süprizleri var; içinde Bejan Matur, Can Yücel ve birkaç tanıdık isimli karakter barındırıyor.