E-Dergi

Olanların da olmayanların da hep bir nedeni olduğunu fısıldayan harika bir anlatı Kırmızı Defter. Yazar kendi başından geçen, tanık olduğu ya da yakınlarından dinlediği gerçek olayları hikayeleştirmiş. Anıların ortak yanı, rastlantısal görünen tuhaf olayların insan hayatındaki anlamına dikkat çekmesi. Bu kadar da tesadüf olmaz ki dedirten, afallatan kesişimler okuyoruz Kırmızı Defter’de. Öyle büyük büyük laflar etmeden, süslemeden, az sözle çok şey anlatmış Paul Auster. Dili çok yalın, anlatımı fazlasıyla sakin ama güçlü.

Gerçekçi tiplemeler, güldüren dialoglar ve ilginç tesadüfler zinciri oyunu oldukça sürükleyici kılmış.
Tiyatro eserlerine karşı mesafeli olanlar için, halk diliyle yazılmış, kolay okunan, çok keyifli bir başlangıç kitabı olabilir.

Zaman kullanımı, verimlilik, bilgi, mimari, faşizm, komünizm, batı uygarlığı, eğitim, zihin sağlığı, disiplin, felsefe gibi topumsal konuların irdelendiği denemelerden oluşan kafa açan harika bir kitap.

Kısa bir öyküye koskoca bir psikolojik roman yoğunluğu sığdırmış yine Stefan Zweig. Savaşa gitmek mecburiyetinde hisseden firari Ferdinand ile savaşın gerekliliğini sorgulayan karısı Paula üzerinden, savaş karşıtı duruşunu çarpıcı şekilde yansıtmış eserinde.

Gazap Üzümleri çok severek okuduğum sarsıcı bir roman. Açlığı, sefaleti ve çaresizliği iliklerinize kadar hissettiren bir başyapıt...Büyük Buhran döneminde tüccarlar ve bankalarca topraklarına el konulan çiftçilerin, yerlerinden yurtlarından olarak yeni iş ve yeni umutlar uğruna yollara düşmelerini, başlarına gelen trajik olayları, karşılaştıkları sömürüleri ve kayıplarını okuyoruz.