Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625

E-Dergi

sevgi himmetoğlu Tarafından Yapılan Yorumlar

14.10.2025

Tolstoy, İvan İlyiç’in Ölümünde sıradan bir hayatın içinde en büyük gerçeği, ölümü anlatır. İvan’ın hastalığı, aslında ruhunun uyanışıdır; yaşarken ölmüş bir adamın, ölürken yaşamı fark etmesidir.
14.10.2025

Dostoyevski’nin Suç ve Cezası, sadece bir cinayet hikâyesi değildir; insanın vicdanla, akılla ve Tanrı’yla olan hesaplaşmasının romanıdır. Raskolnikov’un işlediği suç, aslında toplumun ruhuna işlenmiş bir yarayı da açığa çıkarır. Yoksulluk, adaletsizlik, kibir ve “üstün insan” düşüncesi, onu adım adım o suça sürükler.

Romanın asıl ağırlığı “ceza” kısmında değil, suçun ardından gelen vicdan azabında gizlidir. Çünkü Dostoyevski, hukukun veremediği cezayı insanın kendi içinde yaşattığını anlatır. Herkesten gizlenebilen şeyler, vicdandan gizlenemez.

Raskolnikov’un dönüşümü, aklın sınırını aşan bir kalp uyanışıdır. Sonya’nın sessiz inancı, Raskolnikov’un karanlığına bir ışık gibi düşer. Bu yönüyle Suç ve Ceza, kötülüğün insan içindeki potansiyelini gösterirken, aynı zamanda iyiliğe dönüşün mümkün olduğunu da söyler.

Özetle Dostoyevski, “suçu” insanın aklında; “cezayı” ise kalbinde bulur. Bu yüzden Suç ve Ceza, yalnızca bir roman değil, her insanın kendi iç mahkemesidir.
11.10.2025

İbrahim Kalın’ın Heidegger’in Kulübesine Yolculuk kitabı, düşüncenin kalbe, felsefenin hayata dokunduğu bir iç yolculuktur. Yazar, Batı felsefesinin büyük ismi Heidegger’in sessiz dağ kulübesinden yola çıkarak insanın kendi varoluşuna doğru bir yürüyüş başlatır. Bu kitapta bilgi, tefekkürle; akıl, kalple buluşur. Kalın, doğuya ait derin sezgiyi batının düşünce disipliniyle birleştirir. Her sayfa, insanı durmaya, düşünmeye ve kendi “kulübesini” kurmaya çağırır. Sonunda anlarız ki asıl yolculuk, dağa değil, insanın kendi içine doğrudur.
11.10.2025

Mustafa Kutlu’nun Kendini Aş, Haddini Aşma kitabı, insanın hayat yolundaki en hassas çizgiyi anlatır: gelişmek ile kibirlenmek arasındaki ince farkı. Yazar, “kendini aş” derken insanı gayrete çağırır; “haddini aşma” derken tevazuya davet eder. Kutlu’nun sade ama derin üslubu, modern insanın kaybettiği dengeyi hatırlatır. Kitap, insanın hem gücünü hem sınırını bilmesi gerektiğini öğreten kısa ama etkileyici bir hayat dersi gibidir.
11.10.2025

İskender Pala’nın Kervan’ı,bir kitabın çok ötesinde, insanı iç yolculuğa davet eden sessiz bir çağrı gibidir.Her satırı, “yol”un hem dışta hem içte var olduğunu hatırlatır.Dışta görünen kervan, içte yürüyen kalptir aslında.

Bu kitapta İskender Pala, hayatı bir yürüyüş olarak anlatır;ama bu yürüyüşte yollar taşlı,hava bazen karanlıktır.İnsan kimi zaman durur, kimi zaman yorulur,ama asıl mesele yürümeye devam etmektir.Çünkü kervan,bekleyeni değil,yürüyeni alır.

Pala’nın dili, sade bir nasihat gibi değil; şiirli, sükûnetli bir bilgelik taşır. Her cümlede bir hikmet yankısı vardır. Okurken insan, kendi içine dönüyor — geçmişini, niyetini, yükünü sorguluyor. “Ben hangi kervandayım?” sorusu, kitap boyunca zihinde yankılanıyor.

Yazar, modern dünyanın karmaşası içinde kaybolan kalbe yeniden bir yön veriyor. Unutulmuş kelimeleri, incelmiş duyguları, insanı insan yapan erdemleri yeniden hatırlatıyor. Kervan, bugünün hızlı adımlarına karşı yavaş ve bilinçli bir yürüyüş öneriyor.