E-Dergi

Nazlı Eray, benim bir seri halinde bütün romanlarını okuduğum ve elimden bırakmadığım oldukça akıcı bir dile ve üsluba sahip bir yazardır. Eğer bir yazarı ezberlemeden öğrenmek ve onun üslubuna vakıf olmak istiyorsanız öncelikle eserlerini okumalısınız. O zaman o yazarı daha iyi tanımış olacaksınız.
Bu eser, yazarın romanlarına ve hikayelerine hayatından serpiştirdiği unsurları, kişileri anlamamızı ve görmemizi, onun farklı bakış açılarını fark etmemizi sağlıyor. Kız Öpme Kuyruğu adlı hikaye kitabında yer alan ''Bekleme Ustası'' hikayesini mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, eğer bu hayatta sürekli beklemekten şikayet ediyorsanız.

Dersadet yani İstanbul, Bizans, Osmanlı ve Türkiye her dönemde de baş tacı edilmiş bir şehir; ancak Osmanlı ile ne kadar saadetli bir şehir haline gelmişse de Tanzimat ve özellikle Meşrutiyet'le birlikte aile temellerinin ilişkiler bazında yerlebir olduğu bir mekan haline geliyor. Kadın-kadına, kadın-erkek-kadın, kadın-erkek ilişkilerinin sapıkça bir hal aldığı; ama bu sapıkça ilişkiden kasıt bir popüler roman ortaya çıkarmak değil; aksine aile temellerinin ve ahlak kurallarının bir dönemle birlikte tersyüz olduğunu ortaya koyarak geçmişi ortaya koyup geleceğinizi ona göre yapın mesajı veren çok değerli bir eser. Meşrutiyet'in önemi getirdikleri ve götürdüklerini anlamak için okunması gereken önemli bir romandır. Döneme tanıklık yapmamış olsa bile yapmış olduğu araştırmalar ve okumalar sayesinde oldukça farklı meseleleri ele aldığını fark edeceksiniz ilk sayfadan son sayfasına kadar. Dönemin bu kötü yüzü karşısında iyi yüzü de mücadelci olarak ortaya konmakta; ama bunun için pekçok insanın fedakarlıklar yaptığı hatta hatalar yaptığını da göreceksiniz.

Sahnenin Dışındakiler, benim şu ana kadar yazarın üslubu ağır anlamam diyerek ertelediğim bir kitaptı bir ay öncesine kadar; ancak okuduktan sonra okumakta çok geç kaldığımı fark ettim, Huzur'a göre çok daha akıcı ve anlaşılır; ayrıca 3 farklı dönem hakkında oldukça ayrıntılı bilgi vermekte, o dönemlerde değişik insanlarla karşılaşmakta ve geçmişimizi sosyal ve siyasi bir düzlemde görmemizi sağlamaktadır bu eser. Mutlaka okunmalı, bir başucu kitabıdır.

Tahsil Yücel'in ilk okuduğum eseri. Hocamın tavsiyeleri üzerine elime aldığım bu eserden kendim ve milletim adına çok mesajlar çıkardım. İnsanların giderek dört duvar arasına kapandığı, birbirini görmeye tahammül edemediği bir zaman 2073. eğer Türkiye'nin gelecekte olmamasını istediğiniz bir durum varsa hepsi bu eserde var, dolayısıyla onu okuyup satır aralarında verilen mesajları algılayıp artık bir şeyler yapmalıyız. İnsani değerler yok olursa aslında o zaman insanın yaşamasının hiçbir değeri yoktur.
Adalet sisteminin özelleştirilmesi ve ardından yaşananlar günümüzün özelleştirme hikayelerine farklı bir boyut kazandıracaktır, diye düşünüyorum.

Cengiz Aytmatov'un Gün Olur Asra Bedel romanından sonra beni en çok etkileyen diğer bir romanı olmuştur. Aşk ve çıkar ilişkilerinin, doğanın ve paranın git geli içinde iç içe geçmiş hayatlar. Harika bir eser, liseli öğrencilerin hepsine bu eser okutulmalı.