Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
Hazerfen İlhan Tarafından Yapılan Yorumlar
Cem Yılmaz gerçekten büyük bir isim bilmeyen yoktur. Bu kitapta Leman dergisinde çizdiği karikatürler derlenmiş. Ama Cem Yılmaz'ın bu kitabı hoşuma gitmedi. Bir çoğu ahlaka aykırı ve bir çoğu da hiç komik degil. ( Tabi arada insanı kahkahadan yere yatıran karükatürler de var ama bunlar çok seyrek.)
Bence Cem Yılmaz karükatürde iyi değil herkes kendi yoluna gitsin ve o da stand-up'çı olarak kalsın. Onun için en iyisi o olur. Ben almanızı tavsiye etmiyorum.
Kitap mükemmel aslında. Bu kitapta anlatılmak istenen inaç. Ve kitaptaki çocuk buna inanıyor. Kalbinin sesini dinliyor. Kitap planlama sürükleyicilik ve hata ve hatta kurgu bakımından eşsiz. Kitap insanı çok etkiliyor. Gördüğüm kadar arkadaşlar çeşitli birçok nedenden dolayı kitabı kötü şekilde eleştirmişler. Ama ben buna şiddetle karşıyım. Yok o kitaba benziyor yok şu kitabın aynısı. Bunların hepsi hikaye, bu kitap tektir. ( Tabi bu benzerleri olmayacak anlamına gelmez. ) Ben herkese okumasını tavsiye ediyorum.
Hasta bir çocuğun ruh dünyasını anlatıyor. Hastanede yatarken düşündükleri ve yaşadıkları sürükleyici olmayan karışık bir şekilde yazılmış. Sürükleyici bir kitap değil. Bazı yerlerde sıkıcı olabiliyor. Tasfirler çok fazla yer alıyor. Olayın geçtiği yerlerdeki herşey anlatılıyor. Kelimeler günümüz türkçesiyle aynı. Kitabı anlamak için bazen iki kez okumak gerekebiliyor.
Anna tasvir yönüyle bir baş yapıt olabilir.
Ama kanımca Diriliş kadar ekileyici, sarsıcı değil. Tostoy kilise ve hiristiyanlık konularına her iki kitapta da yer vermiş. Onun dinini anlayış biçimi kilisenin uygulamalarına ters düştüğünden zaten dinden çıkarılmıştı. Köylüyü ve onların sorunlarını almış romanına. Anna ve Diriliş'te köylüden yana olan bir karakter var mal sahibi köylü için elinden geleni yapan onlar için hayatı kolaylaştıran bir karakterdir. Anna'da da Rus burjuvasını, gece hayatlarını ve tiyatrolarını işlemiş.
Hayatımda okuduğum en iyi kitap. Kitabın dili biraz ağır ama olayların akıcılığına kendimizi kaptırdığımızda bunun hiç önemi kalmıyor. Hala inanamıyorum bu kadar güzel ve etkileyici bir kitap olabilir mi dünyada. Kitapta kuvvetli ve güçlü bir denizci olan Martin Eden'in hayatı anlatılmaktadır. Birgün İngiltere'de soylu bir aileye konuk olur. Ordaki yaşam çok hoşuna gider. Ve evin sahibinin kızına aşık olur. Onlara layik olabilmek için kitap okumaya başlar. Kıza olan aşkını düşündükçe daha çok çalışır. Kitap okudukça bir yeteneğini keşfetmeye başlar. Bu yetenek yazarlıktır. Daha sonra para kazanmak için öyküler yazmaya başlar ama öyküleri bir türlü tutulmamaktadır. Aşık olduğu kızda onu bir iş bulması için sıkıştırmaktadır. Kitabın gerikalan kısmını siz okuyarak öğrenmelisiniz. Kitapta aşkı okadar güzel anlatmış ki Jack London sanki içinizde hissediyorsunuz o duyguyu. O kadar canlı ve gerçekçi bir anlatım tarzı var. Ve en önemlisi hayattaki hedefini kaybettikten sonra hayatın birnevi bittiğidir. Jack London bu kitabında bunu çok iyi şekilde ortaya koymaktadır. Hayattaki en ama en önemli şey insanın hedefidir. Ben bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim. Böyle büyük bir yapıtı okumamak hayatta büyük bir eksiklik olur. Bu eksikliği en kısa zamanda telafi etmeniz sizin için çok iyi olur.