E-Dergi

Başlarda yaşlı günlerce bir tek bakıl dahi yakalayamış bir balıkçı olarak tanıtıyor bize Hemingway Santiago'yu.Ama büyük avıyla günler süren bir mücadeleyle değiştiriyor gözümüzdeki yerini balıkçının yadırgatmadan.İçindeki yaşama sevincini kaybetmiyor yaşlı adam ve savaşı o kazanıyor.Ama talihsizlikle...Gerçekten güzel bir anlatım ve öykü.Balıkçıyla bir ava çıkmak ve kendinizi bu olaya kaptırmak istiyorsanız bu kitabı çok beğeneceksiniz.

Vasconcelos kitaplarında hep masalımsı bir anlatım var.O nedenle de kitabı nasıl okuyorsunuz nasıl bitiriyorsunuz hiç farketmiyorsunuz.Çingene asıllı yetim bir çocuk olan Chicao'nun yaşamını anlatıyor usta yazar.Chicao çiftlikte büyüyüp toprak ve hayvanlarla ilgilenir. Kuraklık başlamasıyla da büyüdüğü toprakları terkedip önce tuzlada çalışmaya sonra da denizci olmaya karar verir.Bu arada sevgilisi arkadaşları olur.Onlarla ve denizde yaşadığı günler mükemmel bir akıcılıkla anlatılmış.Her olayın birbiriyle bağlantısı var ve okuyucuyu kesinlikle sıkmıyor.Sonu hüzünlü de olsa...Okumayanlara tavsiye ediyorum!

İhanetler,aşklar ve de farklı karakterlerin psikolojileri.Yeni bir yaşam tarzına alışayım derken kişiliğini öz benliğini kaybetmiş insanlar.İnsanı etkileyen bir kitap.Şİmşek isminin nerden geldiğini ancak kitabın sonunda anlıyorsunuz.Ve de sonunu asla tahmin edemiyorsunuz.Pervin'in aklını kaçırmadan önce yapması gereken kocasını dayısıyla aldatmamaktı.Ne kadar hasta olursa olsun insan sadakati iyi bimeli.Peyami Safa bu romanında bunu vurgulamak istemiş.Psikolojik roman denince akla gelen isim Türk edebiyatında bence Peyami Safa'dır.Okumanızı tavsiye ediyorum.

Birbirleriyle içiçe dostça yaşamış milletler.Bir savaş çıkıyor ve bütün anılar dostluklar kardeşlikler bitiyor ve düşman oluyorlar.Kitabın özellikle bazı bölümlerinde objektif olduğunu düşünmüyorum.Bence savaş yıllarında bu topraklarda yaşamış bütün milletler benzer acıları yaşamış.Sadece Rumlar geçirmemiş o günleri.Yurdu korumak uğruna binlerce can verilmiş kan dökülmüş.O şehitlerin aileleri de aynı şeyleri hissetmişler.Bence romanın en güzel yeri Manoli'nin kitabın sonundaki iç hesaplaşmasıdır.Manoli savaşın sadece Türkleri değil kendilerini de değiştirdiğini kabul ediyor.Aslında bunu onlara yaptırana kötü söylüyor.

Kitabın kahramanı Zeze'nin yaşadıklarını aslında gerçek hayatta da görmek mümkün.Para malesef günümüzde birçok kapıyı açtığı için benzer olaylar ülkemizde de yaşanıyor.Kitabın bu kadar çok okunmasında bence bunun katkısı büyük bir de yazarın o eşsiz anlatımı.Baba sevgisini hiç tatmayan zavallı Zeze hiç tanımadığı bir insanda bu sevgiyi arıyor.Böylece bir çocuk için baba sevgisinin yerini çok yalın bir anlatımla bizlere gösteriyor.Şiddet gören her insan malesef buna alışıyor ve kendi de uygulamaya başlıyor.Tıpkı Zeze'nin ablası dışında aile içindeki herkesten dayak yemesi gibi.Çok düşündürücü ve eğitici bir eser olduğuna inanıyorum.Herkese tavsiye ediyorum...