E-Dergi

Bilimle ilişkisini üniversitenin kapısından çıkarken geride bırakmış biri olarak büyük bir keyifle okuduğumu söyleyemem. Akademisyenlerin, araştırmacıların ilgisini fazlasıyla çekebilir. Çeşitli bilim dallarıyla ilgili bilgiler içermiyor, direkt olarak bilimin kendisini ele alıyor ve her yönü ile sorguluyor. Bu bakımdan felsefi öğeler barındıran, bilimle iştigal etmekte olan ve felsefe sever okurlar için keyifle okunabilecek bir kitap.

bilinen ama genellikle uygulanmayan salih ameller hakkında nasihatler içeren bir kitap..

Erol Göka'nın kendi alanında çok değerli ve donanımlı bir hekim olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu kitaptaki anlatımı, hem kısmen akademiye kısmen benim gibi sıradan okura, hem de ne akademiye ne de sıradan okura hitap ediyor. Sanki hedef kitle net olarak tayin edilmemiş gibi. Yoğun bir akademik terminoloji kullanılmasından değil, anlatımda teşvik edici unsurların eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. Sıradan, bu alanda akademik arka planı olmayan bir okur olarak biraz daha hayret/gayret arttırıcı, harekete geçirici ve heyecanlandırıcı bir üslup bekliyordum. Bu kitapta bu üslubu yakalayamadım. Çoğu kez konudan koptum.

Psikoloji alanında akademik alt yapıya sahip olmayanlar için, batılı düşünürlerin bilinçdışı yaklaşımlarını okumak oldukça yorucu olabilir. Nitekim benim için öyle oldu. Kitap ilerledikçe kavramlar yerli yerine oturduğu için kitap daha kolay akmaya başladı. Fakat, bilhassa yazarın kendi tecrübe ve birikimini aktardığı kısımlar, İslam tasavvufuna ilişkin bölümler muhteşemdi. Yeniçağ mana arayışlarında, insanların içine çekildiği akımlar hakkında da çok yerinde tenkit ve tespitler söz konusu. Birçok psikoterapistin, nefs mertebelerindeki üst katlardan bihaber oldukları için hastalarına üst katları göstermek yerine, bulundukları katı tezyin ederek iyileştirmeye çalışmalarına dair tespiti bu alanda çalışan psikiyatrlar için ufuk açıcı olabilir. Bu dünyadaki misyonunu merak eden (ve hatta etmeyen) herkesin okuması gereken bir kitap. Benim gibi, terminolojiye hâkim olmayanlar! Lütfen dili ağır deyip bırakmayın. O zirveye, çok yorulsanız da tırmanın ve muhteşem manzarayı siz de temaşa edin.

Bildiğimizi sandığımız, ama aynı zamanda ilk kez duyuyormuşuz gibi, olağanüstü bir bilgi gibi saklamak istediğimiz şeyler söylüyor. Ve o basit şeyler bir araya gelince sanki muhteşem bir bina inşa oluyor..