E-Dergi

Okuduğum ilk hüsnü arkan kitabı. O dönem şarkılarına bayılıyorum, bir kitapçıda ilk kez görüyorum kitabını. Alıp, bir solukta okuyorum. Güzel zamanlardı, güzel kitaptı. Sanırım hayat, güzel bir kitap bittiğinde yaşanan hüzün gibi biraz.

Hüsnü Arkan'ın daha güzel kitaplarını önce okuyup bu kitabı sona bıraktığım için sanırım, pek beğendiğimi söyleyemem. Okunabilir, ama benim gibi yüksek beklentiyle okunmasını tavsiye etmem.

Akıcı, hoş bir kitap. Çok derin olmasa da düşüncenin kapısını şöyle bir tıklatıyor. Okuması keyifli, tarzı farklı, soğuk kış günlerinin sıcak evinin huzuruna yakışan kitaplardan.

Bu kitap bir anı bıraktı hafızama. Ama belli zamanda çok dinlenip de yıllar sonra dinlendiğinde o zamanı hatırlatan şarkılar gibi değil. Başlı başına kendisi bir anı oldu. Aklımda duran cümlesi ise şu: 'Siz tercüman değil misiniz Cahit adamı? Kaçak adamı, korkak adamı... Öyleyse niye bizi birbirimize çevirmiyorsunuz? Hiç olmazsa anlaşamayız.'

Türk insanının yakın zamana kadar içerisinde bulunduğu psikolojiyi kavramak ve Cemil Meriç gibi bir aydının düşünce yapısıyla bazı sorunlara çözümler aramak bu kitabın kazandırdıklarından. Bu problemler günümüzde ne kadar devam ediyor, orası tartışılır. Bana kalırsa Meriç'in defalarca eleştirdiği batılılaşma problemi günümüzde yerini popülizme ve bilime tapmaya bıraktı. Doğu- Batı herkes aynı yolun yolcusu. Ama kitap kesinlikle kendi zamanıyla kısıtlı bir kitap değil, Meriç'in eleştirel bakışı, 'iğneyi kendimize batırma' derdi millet olarak bize çok gerekli. Okunmalı ve okutulmalı sonuç olarak.